İçerik Üretmenin Keyifli Yolu

Benim gibi blog sayfasına sahip olanların, ufakta olsa blog işleriyle, makale yazımıyla, editörlük gibi kavramlarla haşır neşir olan insanların yaptığı işten keyif almadığını öne sürmek çok saçma olacaktır. Şöyle ki yaptığı işten keyif almayan hiç bir blog sahibi sitesini geliştiremez ve ziyaretçi sayılarını arttıramaz. İnsanlar blog açmanın ve yazı yazmanın çok kolay olduğunu düşünüyorlar, ancak zamanı geldiğinde ve aynı şeyleri yazmak zorunda kaldıkları noktada “yazmanın” gerçek anlamda ne kadar önemli bir konu olduğunu anlıyorlar. Çünkü makale yazmak, yazı yazmak, bir şeyleri kaleme almak sanıldığı kadar o kadar da kolay değil. İnsan yaptığı işten keyif almadıktan sonra hiç bir şekilde bir başkasının yada sitesini ziyaret eden organik bir ziyaretçinin beğenisini kazanamaz. Bu beğeninin kazanılması için “yazılan makalenin” keyif verici ve gerçekten değerli kelimelerden oluşması gerekmektedir.

Ben makale yazarken yazdığım ortamı biraz neşelendirmeye ve kendimi daha rahat hissedebileceğim bir şekle dönüştürmeye gayret ediyorum. Örneğin odamda ki ışığı kapattım yerine masa lambamı açıyorum ve bu lambayı da duvara yansıtıp odamda loş bir ışığın olmasını sağlıyorum. Ardından sesssizliği de sağlamak için kapımı kapatıp sadece makalemi yazıyorum, yaptığım tek şey makale yazmak. Yazdığım yazıyı da tek seferde yazıp hemen bitiriyorum, irdeleyip durmuyorum. Ancak hatırlatmamda fayda var, her gün okumayı ve araştırmayı da asla ihmal etmiyorum. Takip ettiğim en az iki tane bilişim formu ve haber siteleri var bunlardan sürekli kendimi güncel tutup okumalarıma dikkat ediyorum. Eğer okumazsam bir süre sonra yazmakta zorlanacağımı biliyorum. Sizde eğer okumazsanız, bir süre sonra sitenize ücretli içerik yazdırmak zorunda kalırsınız.