Gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Temmuz 2023 Salı

10 Days in Istanbul VLOG Video Transcript

 Yeni ismiyle Art İstanbul Feshaneyi açıldığının ikinci günü ziyaret etme fırsatım oldu. İlk sergi ise Ortadan Başlamak sanat severlerin ziyaretlerini bekliyor Feshane yeni tasarımıyla girişi ücretsiz, içerisinde bienal alanı, geçici sergi salonları mağaza, konferans salonu, İBB'ye bağlı kütüphane, kafeterya ve dinlenme alanları gibi çeşitli bölümlerden oluşuyor. İlk sergiden ve Feshane'nin yeni tasarımından çektiğim kısa görüntülerle videomuzu devam edebiliriz.

Salon sporuna karşı son zamanlarda olan fikrim iyice değişti, bu nedenle salona gitmiyorum. Alternatif yöntemleri ve teknikleri denemekse hoşuma gidiyor. Çünkü spor yapmamın asıl amacı sağlıklı bir vücut elde etmek, kalori yakmak ve biraz sıkılaşmaksa bunları ağırlık aletleri olmadan da yapabilmeliyim. Yapmak istediğim biraz sıkılaşmak ve kalori yakmak. Hepsi bu.

2022 yılında hizmete açılan füniküler hattı, Rumeli Hisarüstü bölgesiyle boğaz sahilindeki aşiyan parkını birbirine bağlıyor. Asansörle zemin katına çıktığınız anda kendinizi saniyeler içerisinde boğaz sahilinde bulabilirsiniz. Bu nedenle Aşiyan füniküler hattı çok değerli ve güzel.

Sabancı müzesinde video çekimine müsaade edilmediği için görüntü kaydedemedim. Ancak flaş kapalı olması durumunda fotoğraf çekimine izin veriliyordu. Bu bölümde hoşuma giden bazı eserlerin fotoğraflarını sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. Sabancı müzesinin köşk ve müze kısmı birde süreli sergi alanı olmak üzere iki bölümü bulunuyor. Birbirinden değerli eserleri burayı ziyaret ederek görebilirsiniz. Ayrıca müzenin teras kısmından da güzel bir boğaz manzarası sizi bekliyor olacak.

Dönüşte farklılık olması açısından bize çok yakın konumdaki Emirgan iskelesinden vapura bindik. Şehir hatları vapurlarını kullanarak adeta bir boğaz turu yapmış olduk. Gerçekten boğazda vapurla seyretmek çok keyifli. Yolculuğumuza başladıktan sonra ilk önce Fatih Sultan Mehmet köprüsünün altından geçtik, Ortaköy, Beşiktaş gibi duraklara uğradıktan sonra Eminönü'ne ulaştık. Vapurdan çektiğim görüntülerle sizleri baş başa bırakmak istiyorum.

Bugünkü ilk gezi noktamız Topkapı'da yer alan Panorama 1453 Tarih Müzesi oldu. Girişte Fatih Sultan Mehmed'in yaşamının son dönemini yansıtan ve en gerçekçi portrelerinden biri olarak kabul edilen bronz madalyon bizi karşıladı. Müzeye yeni kazandırılan ve yakın zamanda İstanbul'a getirilen madalyon 1475 yılında davet üzerine İstanbul'a gelen İtalyan ressam Costanzo da Ferrara tarafından üretilmiştir. İstanbul'un fethinin panoramik bir çalışmayla sergilendiği bölümdeyse bizi sürpriz bir şekilde dijital gösteri karşılıyor. Şimdi müzedeki görüntülerle sizleri baş başa bırakmak istiyorum.

Bugünkü gezi rotamızda İstanbul kara surlarını haliçten başlayarak Yedikule hisarına kadar yürümek oluşturuyor. Yürüyüşe Ayvansaray'dan itibaren başlıyoruz ve surların iç kısmından bazen mahallerden geçerek bazen de surların hemen yanında yürüyerek ilerliyoruz. Rotamız üzerinde bizi karşılayan Tekfur sarayına uğradıktan ve müze gezimizi tamamladıktan sonra yolculuğumuza devam ettik. Tekfur sarayı Bizans imparatorlarının 12.yüzyıldan itibaren kullandıkları bir imparatorluk sarayı olarak biliyor. Şuan içerisinde çini üretim fırınları ve çeşitli dönemlere ait tarihi kalıntılar sergileniyor. Yedikule hisarı müzesine ulaştığımızda ise biraz yorulmuş oluyoruz ancak bu çılgın projeyi de tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşayarak kule ve zindanları gezmeye başlıyoruz. Şimdi ise görüntülerle sizi baş başa bırakmak istiyorum. 

İstanbul kara surlarını yürümek bizim için bir hayli yorucu oldu. Ancak bu surların zorda olsa tamamını yürümekte bizim için benzersiz bir deneyime dönüştü. Gün sonunda yorgunduk ama eve mutlu bir şekilde döndük. Rotayla ilgili birkaç öneride bulunmak istiyorum, yol boyunca sur içinden yürürken bazı bölgelerin çok bakımsız veya terkedilmiş olduğunu görebiliyorsunuz. Hatta kendinizi güvende hissetmediğiniz yerler olabiliyor, çok fazla tenhalaşan ve etrafta davranışları ile sizi tedirgin edebilecek insanlar olabiliyor. Özellikle Topkapı bölgesine dikkat etmeli ve bu güzergahı yürürken en az 2 veya 3 kişi yola çıkmanızı tavsiye ediyorum. 

Bugünse kendimize biraz mola vermeye ve havuz başında bir gün geçirmeye karar veriyoruz. Dinlenmeye odaklı ve biraz yüzerek, güneşlenerek keyif yapabileceğimiz bir gün geçirdik. Havuzda elbette video çekemedim ancak bu alana geçen sene Karadeniz'de çektiğim ve tamamını yayınlamadığım bir videomdan kısa kesitler koymak istedim. Karadeniz'e olan özlemimiz İstanbul videomuzun içinde de bizi yalnız bırakmıyor.

Karadeniz bizim için çok farklıdır, memlekettir. Ana baba toprağıdır, çocukluğumuzun geçtiği yerler ve hep özlem duyduğumuz, kalbimizin attığı yerdir. Karadeniz'in berrak sularında yüzmek ise, doğanın eşsiz güzelliklerini keşfetmek için adeta bir davettir. Göz alıcı mavi tonlarıyla dans eden dalgalar, serinliği ve canlılığıyla ruhumuza tazelik verir. Karadeniz'in derinliklerinde kaybolmak, doğanın kucağında huzur bulmak demektir. Her adımda hissedilen bize göre tatlımsı ama  tuzlu koku ve rüzgarın hafif esintisiyle yüzmek adeta mükemmel bir sahnedir. Karadeniz'in sıcakkanlı insanlarıyla bir arada yüzmenin keyfi ise eşsizdir. Karadeniz'in büyüleyici sularında yüzerek, hem bedenimizi hem de ruhumuzu özgürleştirir, benzersiz bir deneyim yaşarız.

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak kurulan İstanbul Modern, Boğaz kenarına inşa edilen 4 nolu Antrepo binasında 2004 yılında kapılarını açtı. Eski yapıyla aynı konumda olan yeni müze binası Renzo Piano Building Workshop imzasını taşıyor.

İstanbul Modern’in yeni binasının önünde yer alan ve eskiden kamuya kapalı gezinti alanı, bulunduğu benzersiz konumla ziyaretçilerin Anadolu yakası, Adalar ve Tarihi Yarımada’yı gözlemlemesine olanak tanıyor. Hemen yanındaki Boğaziçi’nin ışıltılı sularından ve ışık yansımalarından ilhamla tasarlanan müze binası, şeffaf zemin kat tasarımıyla, bu kendine özgü alanın niteliklerinden yola çıkarak deniz kıyısıyla Tophane Parkı arasındaki ilişkiyi güçlendiriyor. Normalde müzede fotoğraf ve video çekimine müsaade edilmiyor ancak Perşembe günü herkes telefonla ve fotoğraf makinesiyle dileği gibi çekim yapabiliyordu. Bende sanatçılarımızın anlayışlarına sığınarak çektiğim birkaç eseri videomda paylaşmak istiyorum. Modern İstanbul'u en yakın zamanda ziyaret etmeyi unutmayın.

8.gün biraz dinlenerek bisiklete ara verdiğim ve az yürüdüğüm bir gün oluyor. 7 gündür aktif olarak hem bisiklet hem de dışarıda yürüyüş yapıyorum ve bir hayli yorulduğumu hissetmeye başladım. Bu nedenle biraz ara vermekte yarar var. Fatih ve Deniz'le birlikte yeni açılan Modern İstanbul'u gezmeye gidiyoruz. Yarınsa yürüme rekoru kıracağımız bir gün olacak, bu nedenle bisiklet yarın da olmayacak çünkü fazlasıyla dışarıda yürüyüş yapacağımız bir rota bizi bekliyor.

1 Eylül 2020 Salı

Son Dalışın Bana Öğrettikleri

 


30 Ağustos'ta Ordu Perşembe'de eğitim dalışımızın ardından birde keyif dalışı gerçekleştirdik. Köksal, ben ve Hakan hocamızla birlikte çok iyi bir dalış yaptık ve yaklaşık 35 dakika kadar su altında kaldık. Bu dalıştan çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Bunlar; sephiye, bc hava boşaltımı, maske çıkarma korkusu, havayı dengeli kullanma gibi şeylerdi. Gerçekten çok verimli ve keyif aldığım bir dalış oldu. Yavaş yavaş bir yıldız eğitim sonuna doğru yaklaşıyorum gibi hissediyorum. Şöyle bir fotoğraf paylaşayım, bu arada Youtube kanalımdan dalışta çektiğim videonun tamamını izleyebilirsiniz.

Ordu Dalış


13 Ağustos 2018 Pazartesi

Çamlıbel Köyü - Görülesi ve Gidilesi Bir Köyyyyy :)

Çamlıbel Köyü, Balıkesir Edremit'e bağlı bir mahalle veya köy diyebilirim. Güre'ye çok yakın hatta bir kaç km'lik mesafeleri var. Tahtakuşlar köyü ile aynı zamanda komşu olan bu yerde çok hoş vakitler geçirebilirsiniz. O zaman fazla bekletmeden maceramız başlasın:

Benim yolculuğum bu sefer Güre ile başladı diyebilirim, otostopla Çamlıbel sapağına kadar gidebildim, buradan yürüyerek köye çıkmaya karar verdiğimde yolda başka bir araç daha beni aldı ve köyün merkezine kadar gelebildim. Önce tabi ki köy muhtarlığı veya kahvesi diyebileceğim yerde soğuk bir limonata içtim ve serinledim. Sonrasında ise burada tanışma fırsatı bulduğum arkadaşlarımla köyü gezmeye başladım. 

Bu köyde bir müze, renkli renkli kafeler, köy kadınlarının üretmiş olduğu ürünlerin satıldığı kadın kültür ve el sanatları evi, Ramiz Dayı'nın mezarı, oteli ve evi, özel bir otelin içerisinde yer alan bir gemi parçası, köyün delisi, depo (su), iguana gibi şeyler var. Genel olarak misafirperver, sıcak kanlı ve renkli insanları var diyebilirim. İsterseniz fotoğraflara ve devamında yayınladığım vloguma bakabilir ve daha fazla içeriğe ulaşabilirsiniz.

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü


7 Ağustos 2018 Salı

Uçmakdere'de Kamp Yapılır mı? | Uçmakdere Rehberi #VLOG

İstanbul'da yaşayanlar için hafta sonu kaçamağı olarak bir kaç saatte varılabilen çok güzel bir doğaya ve atmosfere sahip Tekirdağ ili Şarköy ilçesine bağlı Uçmakdere'den biraz bahsedelim isterseniz. Nereden başlasak bilemedim ama yola çıkmakta fayda var, çok uzun sürmeyecek. Hadi o zaman okumaya devam:

Cuma akşamı motorumuza yüklerimizi koyduk ve yola çıktık, normal kısa yolda yani e5 ve otoyol taraflarında çok trafik olduğundan biz biraz macera yaptık ve Kırklareli yolu üzerinden arka taraftan bom boş ilerledik, çatalca-silivri bağlantısı ile yolumuza devam ederek Tekirdağ iline ulaştık. Normal şartlarda 2-3 saatte çok rahat varabileceğimiz yere 4 saat gibi bir zamanda varabildik ve gecenin karanlığında Uçmakdere'de kamp yapacağımız "Paraşüt İniş Alanında" çadırımızı ışıldaklarımızın yardımıyla kurarak güzel bir uyku çektik.

Uçmakdere Kamp Macerası

Uçmakdere Google Maps

Uçmakdere Nasıl Bir Yer?

Uçmakdere çok şirin mi şirin bir köy ve mahallenin adı. Ve buranın adının çok duyulmasına neden olan şey ise doğa sporları açısından çok elverişli bir yer olması. Yamaç paraşütü, su altı dalışları, kamp imkanı, trekking ve bisiklet sürmek için çok güzel yerler ve imkanlar var. Ama yinede yamaç paraşütüyle ünlü olmuş bir yer diyebilirim. Köyü ise çok şirin ve doğa ile iç içe. Buraya günü birlikte gelip yamaç paraşütü yaparak geri dönmek bile mümkün. Detaylı bilgi için Uçmakdere Yamaç Paraşütü Kulübü ile iletişime geçebilirsiniz.

Uçmakdere


Uçmakderenin Denizi Nasıl?

Çadır,

Uçmakdere konum itibarıyla marmara ereğlisi sularına komşu. Dolayısıyla buranın denizi saroz ile karşılaştırıldığında daha dalgalı ve bulanık demek mümkün. Az çok nasıl bir denizi olduğunu tahmin edebilirsiniz fakat yanlış yönlendirmek istemem. Aman aman da şöyle böyle bir denizi yok maalesef. Tabii ki denize girenler oluyor bende daha önceden de buralarda denize girmiştim. Özetle: Saroz'dan daha iyi bir suya sahip değil. Beklentinizi ona göre oluşturun.

Yeme İçme Yerleri Var mı?

Uçmakdere yolu üzerinde köfte, gözleme gibi şeyler yapan seyyar ve sabit yerler görmek mümkün, fakat asıl yeme içme yerleri köy merkezinde yer alıyor. Burada gözleme, köy kahvaltısı, zeytinyağı ve doğal bal, pekmez gibi şeyler var. Daha çok gözleme ve kahvaltı için tercih edildiğini söyleyebilirim. Ayrıca köy merkezinde iki büfe ve bir de köy kahvesi mümkün. Giderseniz korkmayın kahveye rahatlıkla girip çayınızı içebilirsiniz, tam anlamıyla tatlı bir kahve diyebilirim.

Biz sabah erkenden köy merkezine giderek kahvaltı yapmayı tercih ettik. Kişi başı 20 liraya orta halli fakat bulunduğu ortamdan dolayı her lokması harika bir tat veren kahvaltı yapmanız mümkün.

Uçmakdere Köy Kahvaltısı


Kamp Alanında Ağaç, Tuvalet ve Yemek İhtiyaçları?


Uçmakdere

Bizim kamp yaptığımız alanda ağaçların gölgesine sarılıp çadırınızı kurabiliyorsunuz. Dolayısı ile bir ağaç bulduysanız sabah erken saatlerdeki güneşten çadırınız rahatsız olmuyor ve güzel bir uyku çekebiliyorsunuz. Bu alanda yer alan yamaç paraşütü kulübüne ait yerde çay, tuvalet ve tost gibi imkanlar mevcut.

Tavsiyelerim:

Köy'de mutlaka gözleme veya kahvaltı deneyimini yaşayın, köyün yerlileriyle sohbet edin, onlarla tanışın. İmkanınız varsa yamaç paraşütü yapın, köy merkezinde arka taraflara doğru keşif yürüyüşleri gerçekleştirin, soğuk soğuk akan kaynak sularını bulursanız içerek ve başınızı o sulara sokarak serinleyin :) Daha fazla tavsiye ve detaylı bilgi için lütfen en aşağıda paylaştığım vlogumu izleyin. Bir başka macerada görüşmek üzere..

Uçmakdere Köyü Keşif

Uçmakdere

Kamp Ateşi

Uçmakdere Kaynak Suyu

VLOG:



6 Eylül 2017 Çarşamba

Enez'de Kamp Yapılır mı? | Enez Ainos Gezisi ve Kamp Deneyimim

Merhaba Arkadaşlar, geçtiğimiz hafta tam 6 gün Enez'de çadır da kaldık. Maceramız nasıl başladı, Enez'e nasıl gitme kararı aldık. Enez'de neler yaptık, kamp atmak için uygun yerler var mı? Oraya nasıl gittik gibi bir çok şeyi bu makalede sizlerle paylaşmak istiyorum.

Motorla Seyahat

Enez, Edirne'ye bağlı küçük mü küçük şirin bir ilçe. Yunanistan'a Ege denizinde sınır olan en uç nokta ve Meriç nehrinin hemen dibinde yer alan bir yerleşim yeri. Nüfusu ise 4200. İlçeye otobüsle yada kendi aracınızla ulaşmak mümkün. Biz İstanbul'dan Erdem abimin kymco 125'lik motoruyla birlikte eşyalarımızı yükledik ve ağırdan ağırdan Enez'e doğru yolculuğumuza başladık. Saat 14:00 civarlarında çıkmış olduğumuz yolculuğumuzun son durağı olan Enez ilçe merkezine hava kararmak üzereyken ulaştık ve ilk öncelikle karnımızı doyurmak için bir restorana oturduk. Aslında biz Enez'den ziyade bu tatilde Kaz Dağları taraflarına inmeyi ve buradan da biraz daha güneye inerek sahil beldelerini dolaşmayı planlıyorduk. Fakat kararımızı değiştirmek durumunda kaldık ve Enez'e rotamızı çevirmiş olduk.

Motor

Yanımıza aldığımız yükler en temel anlamıyla 2 çanta, 2 sandalye ve bir adet çadır. Tüm bunları ise fotoğraflarda da göreceğiniz gibi küçük motorumuzla götürdük. İki adet sandalyeyi motorun arka kısmına sağlı ve sollu olarak bağladık. Ben kendi çantamı sırtımda taşıdım. Erdem abi ise ayağının olduğu yerdeki boşluğa öncelikle çadırı ve onun üstüne de kendi çantasını koydu. Bu şekilde eşyalarımızı taşıyarak Enez'e ulaştık. Yaklaşık 320 km'lik yolculuğu bu şekilde giderek tamamladık. :) Bizim için güzel bir deneyim oldu diyebilirim, çünkü küçük bir motor ve bu kadar eşya ile birlikte uzun mesafe gidebilmek biraz cesaret isteyen bir şey olsa gerek.

Motor


Enez'de yemek yedikten sonra artık akşam olmuş ve hava kararmıştı. Bir kaç kişiye çadırı nereye kurabileceğimizi danıştık, çünkü buraya ilk defa geliyorduk ve ne tarafa doğru gitmemiz gerektiğini bilmiyorduk. Üstelik hava karanlığında köpeklerin her sokak başında bizi kovaladığı bir ortamda çadırı kurabilecek uygun bir yer bulabilmek bizim için çok zordu. En nihayetinde altın kum sahiline indik, karanlıkta biraz keşif yaptık ve bir kaç çadırın sahilde konumlandığı bir bölgede bizde ilk uygun gördüğümüz yere çadırımızı açarak motorun ışığında kurulumu tamamladık ve ilk geceyi bu şekilde orada geçirdik.

Enez Ainoz Kamp

Enez Altın Kum

Bir kamp'ta en çok işe yarayacak ve ihtiyaç olacak şeylerin başında tabi ki elektrik gelecektir. Elektrik yoksa telefonlar şarj edilemez, karanlıkta kalınır ve bir çok olanaktan mahrum olursunuz. Biz motorun aküsüne bir cihaz bağladık ve motor çalışır vaziyetteyken 220V üreterek hem ampulümüzü yaktık, hemde telefonlarımızı ve taşınabilir şarj cihazlarını doldurduk. Bu teknoloji bize epey bir konfor sağladı diyebilirim. Neredeyse kamp yapan ve elektriği olan tek çadırcı bizdik.

Enez'de Neler Var? Nasıl Bir Yer?


Enez'de kamp atmak için iki uygun yer var. Bunlardan birisi altınkum sahili, diğeri ise sahil kesimde lunaparkı geçince sahil yolu üzerindeki ormanlık alan. Buradaki alana da çadır kurulabilir ve orman kampını sevenler sahilden uzak bir şekilde burayı tercih edebiliyor. Altınkum sahilin hemen arkasında yürüyüş yolu diye adlandırılan işlek bir cadde var. Bu caddede A101, Şok, Bim, Migros gibi marketler, yeme içme yerleri, kafe, dondurmacı gibi bir çok farklı dükkan ve mağazayı bulabilirsiniz. Bu cadde özellikle akşamları çok kalabalık ve güzel oluyor. Tuvalet ihtiyacınız için iki farklı alternatifiniz var, birincisi kumsaldaki tuvaletler diğeri ise yürüyüş yolu başındaki Enez Camii'nin tuvaletleri. Özellikle Camii tuvaletleri çok temiz ve bakımlı, burayı kullanmanızı tavsiye ederim. Her ikisinde de ayrıca duş alma imkanınız da var. Kamp dışında otelde kalma imkanınızın da olduğunu buradan belirtmek isterim.

Çadır

Enez'in Suyu Nasıl?


Enez Denizi

Denizin suyu çok temiz ve berrak. Özellikle sabahları erken saatte denize girmek burada çok keyifli. Ayrıca sabah erken saatlerde ve akşamları sahilde balık tutan insanları da görebilirsiniz. Zaten yüzerken sizde balıklarla mutlaka karşılaşıyorsunuz. Enez'de beni en çok etkileyen şeylerden biri de gün batımını izlemek ve birde yakamoz eşliğinde ay'ın batışını seyretmek. Her ikisini de sahilde deneyimlemek olağanüstü güzel bir duydu. Umarım sizde buraya gittiğinizde gün batımını ve ay'ın batışını izler, keyifli vakitler geçirirsiniz.

Enez'de Gün Batımı Nasıl?


Ainos Gün Batımı

Enez'de bol bol yüzdük. Spor yaptık, ip atladık, sahilde yürüdük, güzel yemekler yedik, çok iyi bir hayvanı dost edindik, onun ismi Çaki. Birde altın kum sahiline üzüm asması fidesi diktik. Çadırda yer yer çok üşüdük, bazen güneşten çok yandığımız zamanlar oldu, bazen sudan hiç çıkasımız gelmedi. Ayın ve güneşin batışını izlerken harika vakitler geçirdik. Her şey çok güzeldi ve eğlenceliydi. Bu maceranın detaylarını Enez Ainos Vlog videomu izleyerek öğrenebilirsiniz. Videoma yorum bırakmayı ve kanalıma abone olmayı lütfen unutmayın. Bir sonraki makalemde ve videomda görüşmek dileğiyle. Kendinize iyi bakın.