24 Eylül 2017 Pazar

15. İstanbul Bienali Vlog | Kültürel Bir Günün Ardında Kalanlar

Bugün çok mu kültürel bir gün geçirdim, hmmmm sanırım bu ifade biraz doğru olabilir. Bir gün içerisinde çok fazla sergi, çok fazla renkli şeyler, tarihi, kültürel ve hatta bunun yanında yürüyüş, sokak sanatı, ilginç doğa projeleri gibi enteresan bir sürü bir sürü şey görme fırsatım oldu. Hepsini aynı gün içerisinde yaşamak benim için farklı bir deneyimdi. 

15. İstanbul bienalinde fil dişinden yapılmış japonyalı kızın heykelini mi dersiniz, değişik resim tablolarımı, içi yüzlerce kurt dolu cam masayı mı, yoksa daracık odalarda yaşamaya çalışan uzak doğulu insanların fotoğraflarını mı, hangisini anlatsam bilemedim. Çok farklı tarihlere ve farklı duygulara sahip bir sürü eser gördük, bazılarını anlamakta zorlansam da genel itibariyle sanat eserlerini dolaşmanın ve onları üstün körü bile olsa incelemenin bana ve arkadaşlarıma kattığı şeyler oldu. Fazla söz etmeden sizlere çekmiş olduğum fotoğrafları ve bir de hazırladığım videoyu paylaşmak istiyorum. Youtube kanalıma abone olmayı lütfen ihmal etmeyin. Sevgilerimle



İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

6 Eylül 2017 Çarşamba

Enez'de Kamp Yapılır mı? | Enez Ainos Gezisi ve Kamp Deneyimim

Merhaba Arkadaşlar, geçtiğimiz hafta tam 6 gün Enez'de çadır da kaldık. Maceramız nasıl başladı, Enez'e nasıl gitme kararı aldık. Enez'de neler yaptık, kamp atmak için uygun yerler var mı? Oraya nasıl gittik gibi bir çok şeyi bu makalede sizlerle paylaşmak istiyorum.

Motorla Seyahat

Enez, Edirne'ye bağlı küçük mü küçük şirin bir ilçe. Yunanistan'a Ege denizinde sınır olan en uç nokta ve Meriç nehrinin hemen dibinde yer alan bir yerleşim yeri. Nüfusu ise 4200. İlçeye otobüsle yada kendi aracınızla ulaşmak mümkün. Biz İstanbul'dan Erdem abimin kymco 125'lik motoruyla birlikte eşyalarımızı yükledik ve ağırdan ağırdan Enez'e doğru yolculuğumuza başladık. Saat 14:00 civarlarında çıkmış olduğumuz yolculuğumuzun son durağı olan Enez ilçe merkezine hava kararmak üzereyken ulaştık ve ilk öncelikle karnımızı doyurmak için bir restorana oturduk. Aslında biz Enez'den ziyade bu tatilde Kaz Dağları taraflarına inmeyi ve buradan da biraz daha güneye inerek sahil beldelerini dolaşmayı planlıyorduk. Fakat kararımızı değiştirmek durumunda kaldık ve Enez'e rotamızı çevirmiş olduk.

Motor

Yanımıza aldığımız yükler en temel anlamıyla 2 çanta, 2 sandalye ve bir adet çadır. Tüm bunları ise fotoğraflarda da göreceğiniz gibi küçük motorumuzla götürdük. İki adet sandalyeyi motorun arka kısmına sağlı ve sollu olarak bağladık. Ben kendi çantamı sırtımda taşıdım. Erdem abi ise ayağının olduğu yerdeki boşluğa öncelikle çadırı ve onun üstüne de kendi çantasını koydu. Bu şekilde eşyalarımızı taşıyarak Enez'e ulaştık. Yaklaşık 320 km'lik yolculuğu bu şekilde giderek tamamladık. :) Bizim için güzel bir deneyim oldu diyebilirim, çünkü küçük bir motor ve bu kadar eşya ile birlikte uzun mesafe gidebilmek biraz cesaret isteyen bir şey olsa gerek.

Motor


Enez'de yemek yedikten sonra artık akşam olmuş ve hava kararmıştı. Bir kaç kişiye çadırı nereye kurabileceğimizi danıştık, çünkü buraya ilk defa geliyorduk ve ne tarafa doğru gitmemiz gerektiğini bilmiyorduk. Üstelik hava karanlığında köpeklerin her sokak başında bizi kovaladığı bir ortamda çadırı kurabilecek uygun bir yer bulabilmek bizim için çok zordu. En nihayetinde altın kum sahiline indik, karanlıkta biraz keşif yaptık ve bir kaç çadırın sahilde konumlandığı bir bölgede bizde ilk uygun gördüğümüz yere çadırımızı açarak motorun ışığında kurulumu tamamladık ve ilk geceyi bu şekilde orada geçirdik.

Enez Ainoz Kamp

Enez Altın Kum

Bir kamp'ta en çok işe yarayacak ve ihtiyaç olacak şeylerin başında tabi ki elektrik gelecektir. Elektrik yoksa telefonlar şarj edilemez, karanlıkta kalınır ve bir çok olanaktan mahrum olursunuz. Biz motorun aküsüne bir cihaz bağladık ve motor çalışır vaziyetteyken 220V üreterek hem ampulümüzü yaktık, hemde telefonlarımızı ve taşınabilir şarj cihazlarını doldurduk. Bu teknoloji bize epey bir konfor sağladı diyebilirim. Neredeyse kamp yapan ve elektriği olan tek çadırcı bizdik.

Enez'de Neler Var? Nasıl Bir Yer?


Enez'de kamp atmak için iki uygun yer var. Bunlardan birisi altınkum sahili, diğeri ise sahil kesimde lunaparkı geçince sahil yolu üzerindeki ormanlık alan. Buradaki alana da çadır kurulabilir ve orman kampını sevenler sahilden uzak bir şekilde burayı tercih edebiliyor. Altınkum sahilin hemen arkasında yürüyüş yolu diye adlandırılan işlek bir cadde var. Bu caddede A101, Şok, Bim, Migros gibi marketler, yeme içme yerleri, kafe, dondurmacı gibi bir çok farklı dükkan ve mağazayı bulabilirsiniz. Bu cadde özellikle akşamları çok kalabalık ve güzel oluyor. Tuvalet ihtiyacınız için iki farklı alternatifiniz var, birincisi kumsaldaki tuvaletler diğeri ise yürüyüş yolu başındaki Enez Camii'nin tuvaletleri. Özellikle Camii tuvaletleri çok temiz ve bakımlı, burayı kullanmanızı tavsiye ederim. Her ikisinde de ayrıca duş alma imkanınız da var. Kamp dışında otelde kalma imkanınızın da olduğunu buradan belirtmek isterim.

Çadır

Enez'in Suyu Nasıl?


Enez Denizi

Denizin suyu çok temiz ve berrak. Özellikle sabahları erken saatte denize girmek burada çok keyifli. Ayrıca sabah erken saatlerde ve akşamları sahilde balık tutan insanları da görebilirsiniz. Zaten yüzerken sizde balıklarla mutlaka karşılaşıyorsunuz. Enez'de beni en çok etkileyen şeylerden biri de gün batımını izlemek ve birde yakamoz eşliğinde ay'ın batışını seyretmek. Her ikisini de sahilde deneyimlemek olağanüstü güzel bir duydu. Umarım sizde buraya gittiğinizde gün batımını ve ay'ın batışını izler, keyifli vakitler geçirirsiniz.

Enez'de Gün Batımı Nasıl?


Ainos Gün Batımı

Enez'de bol bol yüzdük. Spor yaptık, ip atladık, sahilde yürüdük, güzel yemekler yedik, çok iyi bir hayvanı dost edindik, onun ismi Çaki. Birde altın kum sahiline üzüm asması fidesi diktik. Çadırda yer yer çok üşüdük, bazen güneşten çok yandığımız zamanlar oldu, bazen sudan hiç çıkasımız gelmedi. Ayın ve güneşin batışını izlerken harika vakitler geçirdik. Her şey çok güzeldi ve eğlenceliydi. Bu maceranın detaylarını Enez Ainos Vlog videomu izleyerek öğrenebilirsiniz. Videoma yorum bırakmayı ve kanalıma abone olmayı lütfen unutmayın. Bir sonraki makalemde ve videomda görüşmek dileğiyle. Kendinize iyi bakın.


21 Temmuz 2017 Cuma

John Wick 2 | İşte Film Dediğin Böyle Olmalı!

john wick 2

John Wick serisinin ilk filmi gösterime girdiğinde bu filmden çok etkilenmiştim. Eğer serinin ilk filmini izlediyseniz ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. John Wick yep yeni bir süper kahraman gibi bir şey. Yeni bir idol, yeni bir akım yada yeni bir tarz gibi bir şey. Yani kendisine has özellikleri, kendisine özgü hareketleri, kurgusu olan bir karakterden bahsediyorum. İşte bu yüzden film insanı çok etkiliyor. İlk filmde köpeğini öldürdükleri için rus mafyasını komple kurşuna dizen bir karakterden bahsediyoruz. Wick, filmde bir tetikçiyi canlandırıyor, çok usta ve profesyonelin de üstünde yeteneklere sahip bir avcı diyebiliriz. Fakat özel hayatına, elinde kalmış değerli şeylerine zarar verildiğinde bunun intikamını çok ağır bir şekilde alıyor. Serinin ikinci filminde de evini bombalıyorlar ve onu iş yapmaya zorluyorlar, John Wick ise yapılan bu saldırının karşılığını çok ağır bir şekilde ödetip harika bir şölen izlettiriyor. Filmde benim en çok etkilendiğim ise John Wick'in silah kullanma yeteneği ve çatışırken ki hareketleri. Gerçekten çok harika ve etkileyici hareketler sergiliyor.

26 Haziran 2017 Pazartesi

YouTube'da Başarılı Olmanın Sırrı Nedir?

Ülkemiz de pek fazla düzenlenmeyen bir tema üzerine kurulan bir etkinlikte çocukların teknolojiyle olan ilişkilerine odaklanmak ve eğitimden, çocuğun sosyal gelişimine kadar bir çok farklı alanda teknolojiden nasıl faydalanabileceğimize dair farkındalık oluşturuldu. Çocuklarımıza teknolojiyi nasıl öğretebiliriz, yada zararlarından nasıl koruyabiliriz gibi konularla ilgilide alanında tecrübeli konuşmacıları dinleme fırsatım oldu. Seneye çok daha fazla artan bir katılım ile adından söz ettirecek bir etkinik olduğunu söylemek isterim. Bu etkinlikler esnasında ayrıca internet fenomenlerinden birisi olan ve özellikle Youtube videoları ile ünlü bir kişinin sunumunu da dinleme fırsatım oldu. 


Peki Youtube'da Başarılı Olmanın Sırrı Nedir?


Gözlemlediğim kadarıyla Youtube'da başarılı olmak için aşağıda sıraladığım maddeler üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor;


  • Özgün olmak
  • Herkesin yaptığını yapmamak
  • Yeni fikirler ve projeler üretmek
  • Kolayı değil zor olanları seçmek
  • Daima yenilikçi olmak
  • Takipçiler ile birebir iletişimde kalmak
  • Sosyal medyayı etkin kullanmak


25 Haziran 2017 Pazar

Savaş Vadisi - (Hacksaw Ridge) - 2016

Savaş Vadisi

İzlediğim en kaliteli savaş filmlerinden biri. Filmde Amerikalı savaş doktoru Desmond Doss'ın hikayesi anlatılıyor. Desmond, vicdani retçi bir doktor ve savaş zamanında kardeşi gibi oda askerliğini yapmak istiyor ve askere yazılıyor. Askere başvururken de silah kullanmak istemediğini ve sıhhiye olarak görev yapmak istediğini bildiriyor. Ancak gerek eğitimlerde gerekse komutanları ve arkadaşları tarafından silah eğitimlerini alması yönünde zorlanıyor, hatta dayak diyor, dışlanıyor, evine gönderilmesi için her türlü oyun üzerine oynanıyor. Fakat o bir şekilde başarıyor ve cesaretini savaş meydanında herkese ispat ediyor. Filmde de göreceğiniz gibi yaralıları kurtarmak için tek başına inanılmaz bir mücadele veriyor. Filmin özellikle ikinci yarısındaki savaş sahneleri hem duygu açısından hemde savaş kurgusu ve senaryosu bakımından çok kaliteli diyebilirim. Filmi büyük bir keyif ve ilgiyle izledim. Bu arada Desmond, Amerika'da şeref madalyası alan ilk vicdani retçi olarak da tarihe geçmiş birisi.

31 Mayıs 2017 Çarşamba

Office 365'te Yeni Kullanıcı Hesabına Nasıl Lisans Tanımlanır?

Office 365'te yerel active directory ile senkronize kurulmuş bir yapınız varsa öncelikle kullanıcı hesabının birinci aşamada AD üzerinden oluşturulması gerekiyor. Eğer böyle ortak bir yapınız yoksa direk birinci öncelikli olarak Office 365 portalından hesap oluşturabilirsiniz. Benim kullandığım yapıda AD ile eşitlenmiş bir kurgu bulunuyor ve öncelikle AD'de hesap oluşturuyorum. Ardından bu hesap yeni bir kullanıcı olarak Office 365 portalına yansıyor.

DirSync

DirSync eşitleme sağlandıktan sonra Yönetici paneli > Kullanıcılar > Etkin Kullanıcılar listesinde ilgili hesabı bularak lisans atama işlemi gerçekleştiriyorum.

Office 365 Lisans Atama