15 Ağustos 2020 Cumartesi

Sizi Gidi İnsancıklar!

Dün Giresun'un güzeller mi güzel yaylalarından biri olan "Paşakonağı" yaylasına gittim. Hava biraz sisli, hafif arada bir çise. Hızlı hızlı değişen bulut ve gökyüzü manzarası. Her şey çok güzel, zaten benim buralarda en çok beğendiğim yaylalardan biri de burası. Hem sahile yakın olması, hem de yollarının biraz iyi olması nedeniyle sıklıkla tercih ediyorum. Tabi yollar bazı yerlerde dar ve tehlikeli de olabiliyor, kısa bir not olarak bunu da ekleyeyim  Neyse bu yazımı birkaç fotoğrafı paylaşmak ve üzüldüğüm kareleri sizlere de göstermek için kaleme alıyorum.

Maalesef sahip çıkmamız gereken güzelliklere gerekli hassasiyeti göstermiyor ve büyük bir hınçla yaşadığımız dünyayı kirletip yok etmeye ısrarla devam ediyoruz. Bu fotoğraflar sün Paşakonağı yaylasında çekildi. Yorumları size bırakıyorum, çünkü benim artık diyecek sözüm kalmadı.





14 Ağustos 2020 Cuma

The 100 7. Sezon 11. Bölümde Bellamy'nin Yanındaki Oyuncu Kim?

 Kendilerini görür görmez bölümü yarıda bırakıp kim olduğunu ve daha önce hangi dizide ya da filmde gördüğümü bulmaya çalıştım. Yüz mimiklerinden kesinlikle önceden bir yerde izlediğimi biliyorum ama net bir sonuca varamıyordum. Sonra şöyle bir yönteme başvurdum, yakın zamanda izlediğim dizi ve filmlere hızlıca göz attım. Derken "Jonathan Scarfe" ismine ulaştım. Daha önce Netflix üzerinden izlediğim "Van Helsing" dizisinde de Jonathan oynuyordu ve kendisini oradan çıkarmıştım. Çok başarılı bir oyuncu ve birçok film ve dizide oynamış. Bu arada The 100'ü henüz izlemediyseniz mutlaka listenize alın ve bir ara başlayın. Sanırım hayatımda iz bırakan ve merak takip ettiğim nadir dizilerden birisi.

13 Ağustos 2020 Perşembe

Fazlalıklardan Kurtulma Fikri | Minimalizm Belgeseli Hakkında

 Dün izlediğim ve beni bir hayli etkileyen Netflix belgeselinden kısaca bahsetmek istiyorum. Aslında blogumda film özetlerini paylaştığım ve puanladığım bir seri daha önce oluşturmaya çalışmıştım ancak devamını getirememiştim. Neyse biz onlara bakmayalım ve fırsat bulmuşken şimdi ve hemen dün akşam izlediğim olağanüstü belgeselden bir şeyler mırıldanalım.

Belgeselin adı "Minimalizm", daha çok hayatınızdaki karmaşadan kurtulmanız için, fazla eşyalardan, sürekli satın alma hastalığından ve "eşya ile yaşama" veya "eşya için yaşama" gibi konuları size hatırlatıp beyin fırtınasına sebep olarak bir hayli enteresan ama bana göre de güzel bir belgesel. Bu belgesel adından aynı zamanda yazılmış bir kitapta var. "Joshua Fields Millburn" tarafından kaleme alınmış kitabın Türkçe çevirisi de yayımlanmış.

Hayatta öyle bir koşuşturmaca ve öyle bir temponun içine giriyoruz ki bazen yaşamayı unutuyoruz. Sürekli daha iyisini satın alıyoruz ve hemen yeni bir satın alma isteğiyle yanıp kavruluyoruz, hızla değişen moda sektörü ile dolabımızda ki kıyafetlerimizden nefret ediyoruz ve hemen daha yenilerini almak istiyoruz. Sürekli almaya, tüketmeye ve kullanmadan o eşyadan sıkılmaya yönelik bir döngü içerisinde işe gidip gelen insanlar haline geldiğimizi bu belgeselde rahatlıkla düşünebilirsiniz.

Aslında buna benzer bir iki kitapta okumuştum, biri Begüm Basoglu ve Ege Erim tarafından kaleme alınan "SADE" isimli bir kitaptı ve diğeri de Marie Kondo tarafından kaleme alınan "Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle Topla Rahatla" isimli kitaptı. Bu kitaplarda da temel felsefe kullanmadığın eşyalardan kurtulmayı, basit ve sade yaşamayı, ihtiyacın olmayan bir eşyayı gereksiz yere satın almamayı gibi hayatınızı kolaylaştırıp zihninizi rahatlatacak birtakım metotlardan bahsediyordu. Eğer okumak isterseniz bu kitapları da incelemenizi öneririm. Daha sadece, basit, yalın, az eşyalı bir hayat dilerim... :)

11 Ağustos 2020 Salı

Analiz - Algoritma ve Kod'a Kısa Bir Bakış

Kullanıcıya hesaplayacağı formüllerle ilgili bilgilendirme yapılır ve seçim yapması istenir. Seçimlere bağlı olarak program kendi içerisinde yönlenerek kullanıcıya istediği işlemi yapması için veri girişi beklenir. Girilen verilere bağlı olarak hesaplamalar program tarafından yapılarak arayüz üzerinden bilgilendirme yapılır ve tekrar döngü üzerinden ikinci bir işlem için seçim yapılmak üzere kullanıcı bilgilendirilir. İki işlem yapıldıktan sonra çıktılarla beraber uygulama sonlandırılır.



using System;
using System.Collections.Generic;
using System.Linq;
using System.Text;
using System.Threading.Tasks;

namespace FormulHesaplama
{
    class Program
    {
        static void Main(string[] args)
        {
          
            for (int i = 0; i < 2; i++)
            {
               
               
                Console.WriteLine("");
                Console.WriteLine("İşlem Yapmak İstediğiniz Formülü Seçiniz..");
                Console.WriteLine("KareKökü Hesaplamak için: 1");
                Console.WriteLine("Tanjant Hesaplamak için: 2");
                Console.WriteLine("Rastgele Bir Sayının Sinüsünü Hesaplamak için: 3");
                Console.WriteLine("a üzeri b'yi Hesaplamak için: 4");


                int formul = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                if (formul == 1)
                {
                    Console.WriteLine("Karekökü hesaplanacak sayıyı giriniz:");
                    int karekok = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine(Math.Sqrt(karekok));
                }

                else if (formul == 2)
                {
                    Console.WriteLine("Tanjant hesaplanacak sayıyı giriniz:");
                    int tanjant = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine(Math.Tan(tanjant));
                }

                else if (formul == 3)
                {
                    Random n = new Random();
                    int rasgele = n.Next();
                    Console.WriteLine("Sinüsü hesaplanacak sayıyı :" + rasgele);
                    Console.WriteLine("Sonuç");
                    Console.WriteLine(Math.Sin(rasgele));
                   
                }

                else if (formul == 4)
                {
                    Console.WriteLine("a sayısını giriniz:");
                    int a = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine("b sayısını giriniz:");
                    int b = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine(Math.Pow(a, b));
                }

                if (i == 0)
                {
                    Console.WriteLine("Program tekrar başlatılıyor...");
                    Console.WriteLine();
                }

                else
                {
                    Console.WriteLine("Program Sonlandırılıyor...");
                    Console.WriteLine();
                }
               
                System.Threading.Thread.Sleep(3000);
                Console.Clear();
            }
           
        }
    }
}

10 Ağustos 2020 Pazartesi

SnowRunner Sen Nesin Böyle?

Hayatımda iz bırakan video oyunlarını sıralamaya kalkarsam devasa bir liste ortaya çıkmayacaktır ancak o listede yer alacak ve yeni başladığım oyunlardan biri olan "SnowRunner" oyunu hakkında çok kısa da olsa birşeyler mırıldanmak istiyorum.

Sırf bizim "Bulls Club" oyuncu grubumuzdaki arkadaşlarla birlikte oynamak için ben de yeni satın aldım. Normalde hemen hemen çoğu oyunu steam üzerinden alıyorken bu sefer epic games isimli platformu kullanarak oyunu aldık. Tabi indirim neredeyse oradayız yapacak pek bir şey yok. :)

Oyunda arkadaşlarınızla birlikte zorlu yollardan geçerek malzemeleri bir noktadan bir noktaya sevkiyatını sağlamakla görevlisiniz. Ancak bu işi yaparken çamura batıyorsunuz, yakıtınız bitiyor, arkadaşınız sizi vinç ile kurtarmaya geliyor veya siz kendi başınıza etrafınızdaki ağaç kaya gibi yerlere vinç atarak kendinizi kurtarmaya çalışıyorsunuz. Çok ama çok eğlenceli ve harika grafiklere sahip zeka dolu bir oyun. Birlikte oynayabileceğiniz arkadaşlarınız varsa mutlaka bir bakın. Sevgilerle

8 Ağustos 2020 Cumartesi

Düzenli Yazma Meselesine Dair

 Şu sıralar, hatta ne "şu sıraları" bayadır bloguma düzenli yazı yazamıyorum. Bir süredir geçmiş içerikleri kontrol edip bazı içerikleri düzenlerken, bazı modası geçmiş ve durmasının anlamı olmayan paylaşımları ortadan kaldırırken böyle de bir düşünceye girdim: Niye ilgilenmiyorum ve daha fazla bu blog için vakit harcamıyorum.

Bu blogun ayakta kalması ve daha iyi noktalara gelmesi, daha fazla ziyaretçi çekmesi benim için gerçekten önemli çünkü yaşı bir hayli büyük olan sayfamın bendeki değeri de biraz farklı. İlk göz ağrım, kendi yazdıklarım, denediklerim belki yanıldıklarım. Denediklerimle ve öğrendiklerimle adeta yaşamıma dair bir dipnot gibi. Bu nedenle ve daha sayamadığım nedenlerden ötürü bu blogu ayakta tutmak ve biraz ilgi gösterip daha fazla insana ulaşmak istiyorum. Bundan böyle her gün olmasa da haftada en azından birkaç güç güzel şeyler paylaşma niyetim var. Umarım başarabilirim.

Lütfen takipte kalın, çok sevgiler.