23 Haziran 2019 Pazar
18 Haziran 2019 Salı
8 Haziran 2019 Cumartesi
GERÇEK HAYATTA #PUBG | UÇAĞI TERK ET! 13.000 fit
Cesaretimi topladım ve korkularımla yüzleşerek 13.000 fit yani yaklaşık 4.000 metreden atladım ve havada 200 km hızla serbest düşüş yaşadım. Uçaktan atlama ve havada süzülme duygularının nasıl bir şey olduğunu çok merak ediyordum, ayrıca paraşütle süzülmenin de nasıl bir deneyim olduğunu hep merak etmiştim. Bu benim hayatım boyunca yaptığım en çılgınca faaliyet oldu. Daha önce yamaç paraşütü veya bungee jumping gibi bir deneyimimde olmadığı için bu kısmı çok önemli. Yani direkt uçaktan atlama meselesi...
Skydive tandem atlayışları sadece İzmir Efes'de gerçekleşiyor, yani siz de bu duyguları tatmak ve uçaktan atlamak istiyorsanız İzmir'e gelmelisiniz. Birkaç hafta önce tabii ki yerinizi ayırtmalı ve rezervasyon işlemlerinizi tamamlamalısınız. Buradaki ekip çok eğlenceli ve dikkatliler, hava durumu sürekli takip ediliyor, uygun koşullar yoksa sizi bekletiyorlar. Neredeyse sıfır risk almaya çalışılıyor, donanımlar gayet güvenli ve atlayış hocalarımız fazlasıyla tecrübeliler.
Heyecanla ve birazda korkarak bindiğim uçakta elimde bir çubuk kraker ve su göreceksiniz. Bunu sabah çok erken kahvaltı yaptığımı söylediğimde hocam hemen koşa koşa bana aldırdı ve uçakta yemeye başladım, çok açken bindiğinizde midenizin bulanma ve hatta bayılma riskiniz bile olabilirmiş. Neyse ki böyle bir sorun olmadı ve atlayışı yaptık, havada süzüldük. Bu sırada benim Çağdaş hocam elindeki çubuk krakeri bırakmamış ve serbest düşüş esnasında bile paketten bir tane çıkarıp ağzına atıvermiş. :)
Uzun süredir PUBG oynadığım için bu etkinlik benim için ayrıca bir önemli, bakalım oyundaki gibi rahat rahat atlayıp paraşüt açabiliyor muyuz, acaba hangi alana ineceğiz, ve yerde loot bulabilecek miyiz? Gerçek hayatta PUBG isimli videom sizlerle, umarım beğenirsiniz.
21 Şubat 2019 Perşembe
Bu Blogun Adı Neden PC Dünyası?
"Ben nereden bileyim" diyerek kısa ve öz bir cevap vermek isterdim ancak bunu yapmayacağım. Yine de kısa olmasını temenni ederek aşağıdaki açıklamaları paylaşmak isterim:
Burası kendi kişisel blogum olarak kurduğum bir yer. Daha da öncesinde ismi de farklıydı, değişik isimler verip dönem dönem isim bulmaya çalışıyordum. Sonra BT sektöründe çalışmaya başladığımda kendi işimle ilgili içerikler üretmeye ve bunları paylaşmaya çalıştım. Tam olarak o dönemde böyle bir isim bulmuştum ve blogumun adını "PC Dünyası" olarak güncellemiştim. Tabii domain ismini de satın alınca bu öylece kaldı.
Zamanla bu sayfada kişisel hikaye, kitap özeti, film yorumları gibi sadece içinde teknoloji olmayan ama benimle ilgili ve burada yazmak istediğim ne varsa sizlerle paylaşmaya başladım. Oldu işte sonunda kişisel bir sayfa. Arada bir yazıp çiziyorum, ufak tefek şeyler paylaşıyorum. Burası böyle devam ediyor. Kendi haline bırakalım gitsin :)
24 Ocak 2019 Perşembe
KARŞI Kitap Özeti - Kerimcan KAMAL
K erimcan Kamal 1971 doğumlu, geçmişte çeşitli televizyon kanallarında muhabirlik, editörlük, haber koordinatörlüğü gibi görevlerde bulunmuş tam bir medya insanı. Ben kendisini bu şekilde ifade ediyorum çünkü gerçekten çok başarılı ve yetenekli biri. Bu aslında yazmış olduğu ikinci kitabı. “Güzel Kaybedenler” isimli yazmış olduğu ilk kitabıyla çok büyük ilgi gören Kerimcan Kamal, takipçilerini yalnız bırakmayıp seriye “KARŞI” ile devam ediyor diyebiliriz.
Karşı’nın kendisine özgün bir dili var aslında. Kitap’ta
yazara özgün hissebileceğiniz apayrı bir eleştirel üslup göreceksiniz, yani bu
yer yer sizi şaşkınlığa bile sokabiliyor. Kapak tasarımında hissettiğiniz o
“KARŞI” duygusunu kitabın içerisinde yaşayabiliyorsunuz. Kerimcan Kamal, adeta
kendi iç dünyasında derinliklerinde hissettiği veya içselleştirdiği birçok
konuya değinmeye ve onları dış dünya ile paylaşmaya çalışmış gibi. Yer yer
kendinizden de bir çok şey bulabiliyorsunuz.
Örneğin 18 yaşında olduğu dönemi anlattığı bir yazısında “Ne
mi olmak istiyorum” sorusuna verdiği yanıt hepimizin bir şeyler bulabileceği
cevaplar içeriyor. Hadi 18 yaşındaki bir gence bu sorunun sorulması kısmen
doğru karşılanabilir belki ama hayatımızın bir bölümünde hepimiz bu sıkıcı
soruya maruz kalmışızdır değil mi? Örneğin çocuklara bu sorunun çok
sorulduğunun bence hepimiz farkındayız.
Düşünsenize küçücük yaşlardaki çocuklara “büyüyünce ne olacaksın” diye birçok kez
sorular yöneltiyoruz. Peki ama bir çocuk bu soruya ne kadar doğru yanıt
verebilir? Soruyu sorduğumuz çocuk kaçtane mesleği tanıyor, hangi mesleğin ne
tür avantajları ya da dezavantajları olduğunu biliyor, veya hayal ettiği
mesleğe nasıl ulaşabileceğini biliyor mu? Tabii ki bu benim uzmanlık alanım
değil, yanlış ifade ediyor olabilirim ama hissettiklerim bunlardan
ibaret. Çocuklara sorulan bu soruların biraz ağır olduğunu düşünüyorum. Neyse
Kerimcan Kamal’ın bu soruya verdiği yanıt olarak o bölümdeki bir kaç satıra birlikte bakalım. Eminim sizlerde bu yanıttan çok etkileneceksiniz:
Yıl 1989
Daha 18 yaşındayım
Lise Bitti
Üniversite sınavına giriyorum
Ne mi olmak istiyorum?
Ben nereden bileyim?
John Holt, Learning All The Time (Sürekli Öğrenim)
adlı kitabında şöyle yazıyor:
Çocukların öğrenmesine yardımcı olmanın en iyi yolu, ne
öğrenmeleri gerektiğine bizim onlar adına karar vermemiz veya onlara öğretmenin
zekice yöntemlerini bulmamız değildir. Yapmamız gereken; dünyayı onlar için
elimizden geldiğince ulaşılabilir kılmak, yapıp ettiklerini dikkatle
gözlemlemek, sorularını yanıtlamak ve en çok ilgi duydukları şeyleri
keşfetmelerine yardımcı olmaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)