Film Yorumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Film Yorumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Lucy Filmi Hakkında

Lucy Filmi

Sanıyorum ki son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden birtanesi Lucy olmalı. Tabi ki Cehennem Melekleri 3'te var ama onu bu yazıya dahil etmeyeceğim. O filmi ayrı bir başlıkta yorumlayacağım. Lucy filmi bilim kurgu alanında en başarılı bulduğum filmler arasına girmeyi başardı. Filmde yeni bir uyuşturucu maddenin ticaretini yapan mafya ile bu uyuşturucu maddenin insan vücudundaki etkileşimine değiniliyor. Uyuşturucu madde kana karıştığında insan beyni çok daha efektif çalışmaya başlıyor. Öyleki Lucy beyin kapasitesinin iki katını, üç katını kullanmaya başlıyor ve harika yetenekler kazanarak yaşamına devam ediyor. En sonun beyin kapasitesinin %100'üne ulaştığında herşey farklılaşmaya başlıyor.

Filmin sonu çok hoşuma gitmedi, daha iyi bir şekilde bitebilirdi. Ancak genel olarak baktığımda hiçbir şekilde sıkılmadan çok keyif alarak izlediğim bir film var ortada. Buda Lucy'ye 10 üzerinden 8 puan vermemi sağlıyor. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Son olarak filmde vurgulanan Darwin teorilerine hiç girmek istemiyorum, netice olarak bir film. Yoksa maymundan falan geldiğinizi düşünmeyin, eğer öyle düşünürseniz hazır kullandığınız beyin kapasitenizide kaybedersiniz. Zaten bir insan maksimum beyninin %2-5 'ini kullanabiliyormuş. Çok ilginç değil mi?

25 Mayıs 2014 Pazar

Oblivion - Af Filmi

Oblivion Filmi

İzlediğim en harika filimlerden birisi olarak değerlendiriyorum, 720p görüntü kalitesinde izledim belkide HD görüntüde yada 3D seçeneğiyle birlikte izleme imkanım olsa çok daha farklı bir deneyim kazanacaktım lakin böyle bir imkanım olmadığı için 720p kalitesiyle izleyerek yetinmek zorunda kaldığımı söylemem gerekiyor. Filme bir savaş dünyasında geçen olaylar anlatılıyor, aslında şuan yaşadığımız dünyada zaten bir savaş dünyası acak filmde bunun biraz daha ileri seviyesini belkide 3.dünya savaşını görebiliyorsunuz. Zaman ilerlemiş, insanların hafızaları silinebiliyor, insanlar klonlanarak kopya haline getirilebiliyor, gerçek insanlarla klonlar arasında aslında kalan bir dünyayı görüyorsunuz. Filmde Tom Cruise'nın canlandırdığı karakter çok harika. Kendi kişiliğini sonlarına doğru buluyor, filmi izlemekte anlamak kadar önemli. Çünkü olayları çözmek için düşünmeye başlıyorsunuz. Ben çok keyif aldım ve değerlendirmemde 10 üzerinden 8 veriyorum. Film 2013 yapımı bir filmmiş.

1 Mayıs 2014 Perşembe

Demolition Man - Cezalandırıcı

Demolition Man

Filmi, hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadan izlemeye başladım. Dikkatimi çekti ve Sylvester Stallone'yi görünce zaten direk izlemeye başladım. Filmde Stallone, John Spartan isimli bir polisi canlandırmaktadır. Çok yetenekli bir polis olduğu için kendisine katil Simon Phonexin'i yakalama görevi verilir. Ancak görev esnasında bir komploya kurban giderek 36 yıl kadar dondurularak hapis'de kalır. Çıkmasına sebep olan yine Simon Phonexin olacaktır, çünkü bu suçluyu yakalayabilecek tek polis John Spartan bulunmaktadır. Bu nedenle kendisinide bu azılı suçluyu yakalaması için buzlarından çıkartırlar. Ancak filmde geçen konu çok güzeldir, teknoloji aşırı ilerlemiş ve herşey otomatize olmuştur. Arabalar otomatik sürülebilmekte, tuz, sigara ve alkol gibi maddeler heryerde yasaklanmakta, herhangi bir argo kelime kullanıldığında kötü sözden dolayı ceza kesilebilmektedir. Sıfır şiddetin olduğu, teknolojinin üst seviyede kullanıldığı enteresen bir yer haline gelmiştir. Film 2032 yılında Los Angeles ve San Francisco'nun birleşerek oluşturduğu San Angeles isimli yerde geçmektedir. Dünya çok monoton, herşey otomatize, polislerin bile güç kullanma yeteneğinin bulunmadığı, şuan günümüzde kullanılan silahlara "ilkel" silahlar denildiği vahim bir yerdir. Filmi keyifli buldum, gayet akıcı ve aksiyon dolu bir film. 1993 yapımı olduğunu duyunca ayrıca bir şaşırdım. Çünkü  bu film çekildiğinde ben 3 yaşımdaymışım. Şuan bu filmde bahsedilen 21.dünya ortamını tarih olarak neredeyse zaten yaşamaya başladık. 2014 yılındayız bu filmden 21 yıl öndeyiz, bu az değil.. 

23 Nisan 2014 Çarşamba

The Objective - Zor Görev

The Objective

2008 yapımlı Daniel Myrick yönetmenliğinde olan bir film. CIA'e bağlı özel bir ekip gizli bir görevi yerine getirmek için Afganistan'a gidiyor. Burada görev yerine getirecekleri bölgeye intikal ederken doğa üstü olaylarla karşı karşıya kalıyorlar. Ne olduklarına anlam veremeden bir bir askerler hayatlarını kaybederler. Filmin çekildiği yerler, görsel öğeler çok güzel. Ancak silahlı ekibin görevinin ne olduğunu film bittiğinde sizde anlayamıyorsunuz, filmin sonunda tüm ekip hayatını yitirmiş oluyor. Bahsi geçen doğa üstü olaylar biraz fazla fantastik geldi. Üçgen birşeyler çıkıyor, ışıklar geliyor, bir iki kişiyi alıyor götürüyor. Filmdeki askeri havayı biraz enteresan hale getirmiş.10 üzerinden 5 ile değerlendiriyorum.

Inception - Başlangıç


inception Filmi

Filmin konusu benim çok hoşuma gitti. Neden daha önce bu filmi izlememişim diye kendimede biraz kızıyorum şuanda. Çünkü baştan sona inanılmaz derecede bir sürükleyiciliği var. Filmde Leonardo DiCaprio oynuyor, ve insanların bilinçaltındaki fikirleri, düşünceleri değiştirebilme yeteneğine sahip. Bunuda rüyalarda o insanlarla konuşarak, yaşayarak yapıyor. O kadar ilginç ki rüya içerisinde, rüyaya kadar iniyorlar. Filmdeki adı Dom olan Leonardo DiCaprio çocuklarına kavuşabilmek için kendisine yöneltilen özel bir görevi kabul ediyor. Bu görevide yerine getirebilmek için hızlı bir şekilde ekibini kurarak çalışmalara başlıyor. Kurgusu ve farklı temasıyla çok harika bir film. 10 üzerinden 8 ile değerlendiriyorum. Filmin yayın tarihi 2010.

12 Nisan 2014 Cumartesi

Bad Assess - Ağır Abiler

Bad Assess

Frank Vega ve Barnie iki eski dost. Barnie yıllardır bir market işletiyor ve açık alan korkusu olan birisi. Dolayısıyla yıllarca dışarıya adım atmadan hayatını sürdüren bir karakter. Frank Vega ise spor salonu işletiyor ve gençlere boks eğitimi veriyor. Bildiğiniz koçluk yapan yaşlı bir hoca.

Vega'nın çok sevdiği bir öğrencisi cinayete kurban gidiyor ve daha sonra Frank Vega ve Barnie güçlerini birleştirerek katillerden intikam almaya ve onları adalete teslim etmek için uğraşıyorlar. Ölüme sebebiyet veren ise uyuşturucu ticaretiyle uğraşan zalimin teki.

Yaşlı ama gençlere taş çıkartacak bir performans sergilemişler. Filmdeki ford benim çok hoşuma gitti. Film'de biraz fazla küfür içerikli konuşma var diyebilirim. Onun dışında bazı yerlerinde uygunsuz sahneler yer alıyor, player'dan o sahneleri geçerek izlemeden devam edebilirsiniz. 10 üzerinden 6.

29 Mart 2014 Cumartesi

Tron: Legacy - Tron Efsanesi

 

Teknolojiyle haşır neşir olan arkadaşlarıma bu filmi gerçekten izlemeleri için öneriyorum. Hatta şöyle düzelteyim cümlemi, BT sektöründe çalışan herkes izlemeli. Çok heyecanlı ve bir o kadar da sürükleyici bir film yapmışlar.

Kevin Flynn adında ve 27 yaşında olan bir teknoloji meraklısı, babasının izinden gitmekte ve onu bulmaya çalışmaktadır. Bir mesaj alır ve kendisini dijital bir dünyanın içerisinde bulur. Diskler, oyunlar, savaşlar gerçekten çok harika bir senaryo ile birleştirilmiş. Filmi özetlemek gerekirse, kısaca bir benzetme yapmak isterim. Bir bilgisayarın anakartına indiğinizi ve orada ap ayrı bir dünyada yaşam savaşı verdiğinizi düşünün. Gerçekten çok heyecan verici ve etkileyici. Eğer kötü biri olursanız chkdsk yapılır ve silinirsiniz. Yada savaşır hayatta kalırsınız. Herkesin sırtında bulunan Diskler ise bir nevi öz geçmişleri gibi.

Uygunsuz sahnelerin bulunmaması ve 3D olması ailecek izlenebilecek bir film haline getiriyor Tron Efsanesini. 10 üzerinden 8.

Kara Ölüm - Black Death

 

Filmde veba salgını konu ediliyor. Bir grup inançlı insan ile inançsız insan karşı karşıya geliyor. İnançsız olan insanlar Hristiyan olanların bu hastalığı yaydığını düşünerek onları bulundukları bölgeye sokmuyorlar. Hatta bu insanlar diğerlerinin inançlarından vazgeçmesi için bazı yöntemlere başvuruyorlar. Cadı diye adı çıkan kişileri ya yakıyorlar, yada işkenceyle öldürüyorlar. Enteresan bir film, ancak kurgu olarak fenada sayılmaz 10 üzerinden 5 veriyorum.

Bu arada Veba salgını ilk yayıldığı yıllarda, 75 milyon insanın ölümüne yol açmış.