30 Ocak 2014 Perşembe

Problemi Çözümüne Nasıl Yaklaşılmalı?


Problemler genelde bir havuz ortamında(ticket) toplanmaktadır. Ancak havuz üzerinden kendi üzerinize aldığınız işler ile ilgilenirken bir anda farklı farklı işlerde sizin üzerinize verilmiş ve bir müddet ekstradan efor sarfedeceğiniz bir yoğunluğun içerisine girmiş olabilirsinz. Bu gibi durumlarda problemlere müdahale etmeden önce zaman yönetiminize katkı sağlayacak acil/önemli matrisinden destek almanız faydalı olacaktır. Size gelen konular ile (problemler) ilgilenmeden önce aşağıda ki tabloya bakarak işin önemli mi önemsiz mi olduğunu öğrenebilir yada acil olarak yapılması gerektiğini tablo ile rahatlıkla görebilirsiniz. Eğer bir iş, acil ve önemli ise hızlı bir şekilde çözümlenmelidir. 

Önemsiz ve acil ise bir başkasına devredilebilir yada beklemeye alınabilir. Eğer bir konu önemsiz ve bekleyebilir ise o iş hiç yapılmayabilir. Bu tabloyu kullanarak önemsiz işlerin, önemli işlerinizin önüne geçmesini önleyebilirsiniz. Böylelikle müşteri memnuniyetini yüksek tutma fırsatınızda olacaktır.

Problemi Önceden Görmek Ve Oluşmasını Engellemek

Bilgi Teknolojileri sektöründe işler bitmez. Dolayısıyla sürekliliği olan bir problem ile savaşıyoruz ve problemlerin bitmeyeceği bir sektörde ve meslekte çalışıyoruz. Eğer helpdesk gerektiren konularda önemsenmeyecek kadar az problem olsaydı helpdesk personeli diye bir kavramdan şuan bahsediyor olamazdık. Yine aynı şekilde operasyon destek ekibi diye birşeyde olmazdı.

Eğer, sürekliliği olan bir problem akışında işleri kalıcı yoldan değilde kolay yollardan çözmeye çalışıyorsanız. Problemlerin belli bir zaman sonra çığ gibi büyüdüğünü ve artık size zarar vermeye başladığını göreceksinizdir. Dolayısıyla çözümlenmesi gereken konuları sağlam bir şekilde ele almak ve sonlandırdıktan sonra farklı bir konuya odaklanmak en sağlıklı yöntem olacaktır. Anlatmaya çalıştığım konuyu birazda senaryolara taşıyarak pekiştirelim.

Bilgisayarını son birkaç gündür her açışında bir hata ile karşılaşan kullanıcı sizden destek talebinde bulundu. Sizde bu destek talebine istinaden bilgisayara uzaktan erişip hata ekranının bilgisayarı ilk açılışta çıkmamasını msconfig ile engellediniz. Böylelikle artık kullanıcı bilgisayarını sabahları ilk açtığında o hata ekranıyla karşılaşmamış oluyor.

Problem çözüldümü?
Evet, problem çözüldü.
Peki, probleme kalıcı bir çözüm mü getirildi?
Hayır, kalıcı bir çözüm getirilmedi.

Kullanıcının karşılaşmış olduğu hata ekranında ne yazıyordu? Problem tam anlamıyla neydi? O ekranın ilk açılışta kullanıcının karşısına çıkmasımı, yoksa ekrana gelen hata kodlarının bize söylediklerimi? Örnek verelim, hata açıklamalarında windows index servisinin çalışmadığının yazdığını varsayalım. Bizde yukarıda yazdığımız gibi problemi kolay yoldan çözme yoluna gidelim. Index servisi çalışmamaya başlayan ama bilgisayarı sabahları açtığında hata ekranını görmeyen kullanıcının artık dosyaları ve mailleri indexlenmemeye başlıyor. Buda, bir ay gibi bir süreyi almadan aynı kullanıcıdan farklı bir şikayetin gelmesi demek oluyor.
Kullanıcı: Inbox’ımda x kişiden gelen maillerimi arıyorum ama son bir ayki maillerin hiçbirine ulaşamıyorum. Acil yardımcı olurmusun?

Bu problem size geldiğinde de muhtemelen farklı bir konu ile ilgileniyor ve yoğun bir şekilde sorunları çözmekle uğraşıyor olacaksınız. Sizde “hep bu kullanıcının bilgisayarında sorunlar oluyor kardeşim” diyerek sinirlenecek ve belki de bütün bir gününüzü yoğun stres altında geçireceksiniz. Oysa yapmanız gereken çok basitti “karşılaştığınız o hatayı dikkate almak...”

Operasyonun sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için problemlerin net bir şekilde çözülmesi ve takibinin iyi yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde kendimize iş çıkarmaktan başka birşey yapmış olmayız. Eğer bir bilgisayar lisan-ı hal ile “bana format at, beni acil değiştir” diyorsa, bu işlemleri tez vakitte yapmalıyız. Bilgisayarın diski bozulursa yada farklı sorunlar cereyan ederse, daha fazla efor ile o problemi çözmek için uğraşacağız.

Problem Çözme Teknikleri

Problem çözme teknikleri, günümüzde de seminerlerde, konferanslarda eğitimciler tarafından verilen ve kitap şeklinde de insanlara sunulan önemli bir konudur. Bir problemin çözümüne ulaşmak için farklı farklı yollara başvurabilirsiniz. Bu sizin tercihinize bağlıdır. Kullanıcıdan gelen bir arıza kaydına (ticket) telefon, uzak masaüstü bağlantısı veya bizzat bilgisayarın yanına giderek müdahalede bulunabilirsiniz. Buraya kadar ki kısım arıza kaydına ulaşma ve onunla yüz yüze gelmektir. Artık problemi çözmek için özgün yada bilinen tekniklere başvurmanız gerekmektedir.

Bir bilgisayarın güç kaynağı (power supply) patladıysa o bilgisayar açılmayacaktır. Bu sorunu çözmek için aklımıza gelecek muhtemel çözüm yöntemlerini sıralayalım.

Bilgisayarın güç kaynağı değiştirilir. Yedek yoksa aynı model pc’den sökülerek elde edilir. Bilgisayarın garantisi varsa servise gönderilir. Kullanıcıya geçici bir bilgisayar temin edilir. Disk sökülür, başka bir bilgisayara takılarak yedekleri alınır. Farklı bir bilgisayara yedekler aktarılarak kullanıcının çalışması sağlanır. Kısacası bilgisayar değiştirilir.Bilgisayarın diski sökülür ve aynı model stokta tutulan başka bir bilgisayara çıkarılan disk takılır. Böylelikle sistem olduğu gibi çalışmaya devam eder.

Yukarıda sıralamaya çalıştığım çözüm yöntemlerinin herbiri uygulanarak olumlu sonuçlar elde edilebilir. Fakat çözüme en çabuk ve sağlam bir şekilde bizi hangisi ulaştırıyorsa o yöntemin uygulanması üzerimizde ki iş yoğunluğunu ve stresi azaltacaktır. Burada donanım problemiyle çok fazla ilgilenmeyerek disk değişikliğini yaparsak en fazla 15 dakikalık bir sürede problemi çözmüş olacağızdır. Güç kaynağı patlayan bilgisayarı daha sonra servise gönderebilirsiniz.

Herbert Simon, D'Zurilla ve Goldfried, Feynman yöntemi gibi problem çözme teknikleri bulunmaktadır. Her biri problemin çözümü için farklı bir bakış açısı ve adımları içermektedir. Bu ve diğer çözüm yöntemleri hakkında detaylı bilgi almak için arama motorların da araştırma yapmanızı tavsiye ederim.

Problem Nedir?

Problem, kullanıcı (müşteri) tarafından gelen şikayetlere denir. Helpdesk gözüyle problemi bu şekilde tanımlayabiliriz. Bir kullanıcı internete çıkamıyorsa, mail programını çalıştıramıyorsa, yazıcıdan çıktı alamıyorsa bir problem var demektir. Aynı şekilde bir kullanıcıdan çok sık şikayet geliyorsa bu sık gelen şikayetleri de ayrıca bir problem şeklinde değerlendirebiliriz. Çünkü kalıcı bir çözüm üretmediğimiz sürece aynı problemler ile uğraşmaya periyodik bir şekilde devam etmiş olacağız.

19 Ocak 2014 Pazar

HelpDesk'in Faydaları Nelerdir?

Helpdesk hareketli bir iştir, hız ister. Bazen aynı problemler ile defalarca kez ilgilenmek demektir. Ancak bu mesleğinde birtakım güzellikleri elbette var. Bunlar, insanın kişisel gelişimine faydalı olmaktadır. Şirkette ki tüm çalışanlara destek verildiği için herkes ile iletişim içerisinde olunur. Şirkette ismi ile hitab edebileceğiniz birçok tanıdığınız olur, sizi birçok kişi isminiz ile çağırır. Nitekim tatlı bir iletişim mekanizması vardır. Buda helpdesk yapan arkadaşımızın insan ilişkilerini güçlendirmesini, hitabet ve diksiyonunu geliştirmesini ve öz güven kazanmasını mümkün kılar. Aynı şekilde problemin nereden geleceği bilinmediği için yep yeni olaylarla karşılaşma durumu söz konusudur. Böylece daha önce hiç karşılaşmadığınız birtakım client problemleriyle boğuşursunuz. Sık sık araştırma yapmak zorunda kalırsınız ve böylece araştırma yönünüz de gelişir.

HelpDesk Neden Önemlidir?

Bir şirkette ki IT (BT) departmanı; iş geliştirme/ yazılım, veritabanı, alt yapı yönetimi gibi birden çok dallara ayrılabilir. Yinede her bir dalda çalışan personel bilgi teknolojileri departmanına bağlıdır. Helpdesk’in neden çok önemli olduğuna da burada değineceğim. Arka planda yazılım ekibi web ile ilgili intranet olsun dışarıda olsun birden çok projeler geliştirebilir, veritabanında çok başarılı iyileştirmeler yapılabilir, yada sistem tarafında birçok yenilik getirilerek çok sıkıcı problemlerin önüne geçilebilir. Ancak, şirkette ki kullanıcılar ile direk irtibat içerisine giren ve onlarla sık sık görüşen, ufak tefek diye adlandırılabilen (ama ufak tefek değil) işlerini yapan BT çalışanları aynı zamanda departmanlarını birinci kademeden temsil etmektelerdir. Bizzat müşteriler “helpdesk support“ dediğimiz hizmetten memnun kalmazlarsa, BT departmanından da memnun kalmamış olacaklardır. 

Yani; bir kullanıcının yaşadığı basit bir excel problemi yarım günde çözümlenirse, arka planda sistem odasında ki sunucuların hepsini sıfırdan bile kurmuş olsanız müşterileri memnun edememiş olacaksınızdır. Çünkü, problemi çözümlenmeyen kullanıcı maillerini kullanamıyordur, ortak bir alana ulaşamıyordur, rapor çekecektir çekemiyordur, birşeyler yapmaya çalışıyor ama yinede yapamıyordur, bir problem olmasa bile artık bir problemin olduğuna kendisini net bir şekilde inandırmıştır. Belki bilgisayarı yeniden başlatsa sorun düzelecektir ancak probleme kafası takıldığı için yöneticisine söyler durumu, problemin ilerleyen safhalarında bağırıp çağırmaya başlar ve departman için eksi bir not verilir. Özetle, helpdesk çok önemlidir.

Clientlara Hakim Olmak İçin Gerek Süre

600 ile 700 kullanıcının bulunduğu bir şirkette helpdesk personeli olarak işe başlayan birisi 3-4 aylık gibi bir sürede hemen hemen tüm süreçleri ve sık karşılaşılan problemlerin çözümünü öğrenir. Ancak clientlera tam olarak hakim olabilmek için biraz daha zamana ihtiyaç bulunmaktadır. Bu meslekte uzman pozisyona ulaşmış kişiler aslında clientlara hakim olmuş kişilerdir fakat uzman pozisyonuna sahip olmadan da clientlara hakim olunabilir. Tam olarak mesleğe hakim olabilmek için en az 2 yıl helpdesk yapılması gerektiğini düşünüyorum.