9 Haziran 2020 Salı
Uçaktan Atlamaya Nasıl Karar Verdim?
Nasıl oldu da uçaktan atlamaya karar verdim ve bu işin üstüne gidip ısrarla yapmak istedim. Aslında ben buna adrenalin tutkusu diyorum, merak etme, o deneyimi bizzat yaşayabilmek, her anını, her saniyesini hissetmek ve o inanılmaz tecrübeyi elde etmek. İşte tam olarak bu, adrenalin tutkusu yada yaşama arzusu. Hayatta deneyimlerin, yeni şeyleri keşfetmenin, bizzat hareket içerisinde olmanın ve merak edip, araştırıp, ilgi duyup o yemeği yemenin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bende de tam olarak öyle oldu ve youtube’da bir uçaktan atlama videosunu izledikten sonra bu işi merak etmeye başladım, heyecanlandım, tekrar tekrar farklı farklı atlama videoları izledim. Her videoyu izleyişim de oturduğum yerden heyecanlanıyordum ve aslında çoktan ben de bu deneyimi yaşamak için karar vermiştim fakat bunun farkında olamıyordum. Sonra bu duyguyu yaşamanın nasıl bir his olduğunu, bir insanın canlı canlı uçağın kapısından boşluğa korkusuzca nasıl atladığını merak etmeye başladım. Bu öyle bir şey olmalı ki insanın hayatında gerçekten büyük bir iz bırakmalı, insan büyük bir cesaret göstermeli, korkularını yenmeli ve o deneyimi yaşayabilmeli. Bu merakım youtube’da izlediğim videolar ve okuduğum makaleler eşliğinde bir süre devam etti. Ardından bu sporu yapmak istediğime karar verdim ancak hala heyecanlıyım, daha önce atlamış insanlara sorular sorup cevaplar almaya çalışıyorum, makale okuyorum, aileme ve arkadaşlarıma bu konudan bahsedip yorumlarını alıyorum gayet olay seyrinde ilerliyor. Sonra ben kendimi atlarken, o tecrübeyi yaşarken hayal etmeye başlıyorum, atladıktan sonra özgüvenimin ne kadar güçleneceğini, karar verdiğim bir şeyi yapmanın sonucunda o başarma hazzı, çok az bir insanın yapabildiği bir sporun nasıl bir his olduğunu biliyor olmak, cesaret gösterebilmek ve korkuyu yenebilmek gibi konular beni iyiden iyiye bu işi yapmam gerektiğini söylüyordu ve böylece kesin olarak kararımı vermiştim. Uçaktan atlamalı ve bu işi halletmeliydim. Bu kendimle yüzleşme hatta kendimle adeta bir yarıştı ve o yarışı kazanmalıydım.
Türkiye’de nerelerde skydiving yapılıyor?
Ülkemizde İstanbul, İzmir, Eskişehir, Antalya gibi illerde skydiving atlayışlarının yapıldığı görülüyor. Hatta youtube gibi platformlarda çeşitli atlayışlara ait videoları izlemekte mümkün. Ancak benim gibi ilk kez atlamayı düşünenler yani bir profesyonel eşliğinde atlayacaklar için Türk Hava Kurumu’nun web sitesinde gördüğüm kadarıyla tek yer İzmir gibi görünüyor. Detaylı bilgi için mutlaka Türk Hava Kurumu’nun resmi web sitesine bakmanızı tavsiye ediyorum. İzmir'de ise bu atlayışlar Selçuk ilçesinde yer alan Selçuk Efes Havaalanında düzenleniyor. Havaalanı içerisinde Gökçen Havacılık Efes Atlayış Ve Uçuş Merkezi yer almakta ve tüm etkinlik baştan sona burada düzenlenmekte.
Eğitmenler güvenilir mi?
Benimde en başından beri aklıma takılan sorulardan biri de bu oldu. Aslında bir çok soru var onlara da geleceğiz ancak bu da çok önemli. Adeta hayatımı can güvenliğimi emanet edeceğim, beni sağ salim yerküreye indirecek kişiye nasıl güvenebilirim? Çünkü 4000 metre yüksekliktesiniz, bir insanın paraşütü ve onun koruyucu ekipmanlarına bağlısınız, bir uçakta havalanmışsınız ve uçağın kapısı açılacak oradan da aşağıya atlayacaksınız. Tam da işte burada tüm korkularınızı yenecek ve o insanlara güvenmenizi sağlayacak bilgi hemen çıkıyor ve sizi rahatlatıyor. O da: bu insanların yüzlerce kez bu atlayışları yapmış olması hatta binden fazla atlayış gerçekleştirmiş ve bu konuda tam bir uzman olmaları diyebilirim. Örneğin benim atlayış yaptığım hocam 3000’e yakın bu tarz atlayışlar gerçekleştirmiş, wingsuit ve base jump dediğimiz çılgın şeylerle ilgilenen muazzam birisiydi. Bu insanlar gerçekten adrenalin tutkusuyla yaşayan, her atlayıştan ayrı bir keyif alan, sizinle ilgilenen, gerektiğinde sizi havadayken bile sakinleştiren, korkunuzu yenmenize yardımcı olan, tüm kontrol ve önlemleri eksiksiz alan eğlenceli harika insanlar. Hava şartları kusursuz olmadan sizi atlayışa almıyorlar, neredeyse sıfır risk durumunu bekliyorlar, atlayıştan önce size mutlaka bir brifing veriliyor ve tüm aşamalarda size neler yapmanız gerektiği tek tek anlatılıyor. Tüm bu süreç zaten sizin bu insanlara karşı olan önyargınızı kırıyor, hemen güveniyor ve tamamen onların kontrolüne kendinizi bırakıyorsunuz. Hatta benim şöyle bir hikayem var Çağdaş hocam sağolsun belki bu videoyu bir gün izler kendisi de hatırlayacaktır. Sabah erkenden kalkıp atlayış için havaalanına gitmiştim ve sıramın gelmesini bekliyordum, derken hava şartlarının uygun olup olmadığını sık sık kontrol edip bize de arada bilgilendirme yapıyorlardı hatta atlayış için öğlen 12’ye kadar bunun için beklemiştim. 2 gündür beklemiş olmama rağmen hava tam istenildiği gibi olmasaydı atlamadan İstanbul’a evime geri dönme ihtimalim bile vardı. Neyse ki öğlen gibi tandem atlayışları başladı ve benden önce bir parti atlayış yapıldı. Sonra biri havada paraşüt açılınca biraz fenalaşır gibi olmuş ve Çağdaş hocam da kendisini havada manevra yaparak toparlamaya çalışmış. Çok detaya girmeyeceğim böyle olduğunu görünce Çağdaş hoca bana “karnımın aç olup olmadığını ve sabah kaçta kahvaltı yaptığımı” sordu. Ben de “acıktığımı sabah çok erken kahvaltı yaptığımı” söylemiştim. Hemen koş çubuk kraker ve su al yanına sen de bayılırsın biraz tuzlu bir şeyler yemen iyi olur dedi ve böylece uçağa elimde çubuk kraker ve suyla girmiştim. Hatta youtube’daki videomda atlayış esnasında Çağdaş hocamın elinde çubuk krakeri görebilirsiniz, serbest düşüş esnasında havada paketi açıp krakeri yemeyi bile başarmıştı.
Paraşüt açılmazsa ne olur?
Böyle bir durumla karşılaşma riskiniz elbette var. Düşükte olsa bu risk sizin paraşütün açılmama durumuyla karşılaşmanıza neden olabilir. Ancak bu tarz durumlarla yüzlerce belkide binlerce atlayışlarda sadece birkaç kez karşılaşıldığı biliniyor. Yine de her ihtimale karşı zaten yedek paraşütle birlikte atlıyorsunuz. Oldu ki havada paraşütünüz açılmadı veya açılırken ipler birbirine dolandı. Böyle bir durumla karşılaşsanız bile eğitmeninizin bu durumu çözmek ve kontrolü sağlamak için yeterli süresi yine bulunuyor. Yani hemen yedek paraşüt açmak zorunda kalmıyorsunuz. Belirli bir süreniz var ve o süre içerisinde sorun havada çözülemiyorsa eğitmeniniz zaten yedek paraşütün açılmasını sağlıyor ve güvenle gökyüzünün keyfini çıkara çıkara inişinizi gerçekleştiriyorsunuz.
Kaç metreden atlanıyor?
Bizim ülkemizde izin verilen atlayış yüksekliğinin 4000 metre bununda yaklaşık 12-13 bin fitlere denk geldiğini biliyorum. Tabi ülke ülke atlayış yüksekliği değişiklik gösterecektir. Amerika yada Dubai gibi yerlerde hava şartları ve verilen izinlere bağlı daha yükseklerden atlamakta mümkün olabilir.
Tek başıma atlayabilir miyim?
Tek başınıza atlayamazsınız. Daha doğrusu tek başınıza atlayışlara başlayabilmeniz için bu işin profesyonel bir şekilde eğitimini almanız ve bu eğitimleri başarılı bir şekilde tamamlamanız gerekiyor. Ülkemizde uluslararası havacılık federasyonu'na üye olan Türk Hava Kurumu tarafından bu eğitimler verilmekte. Bu lisansı elde etmek için yine Türk Hava Kurumu’nun web sitesinde belirtilen birtakım şartları yerine getirmeniz gerekiyor, bunlar:
En az 25 serbest atlayış,
En az 5 dakikalık serbest düşüş zamanı,
Kontrolör öğretmen eşliğinde en az 5 tane 2’li formasyon atlayışı,
Serbest düşüş esnasında bütün eksenlerde vücut kontrolünün gösterilmesi,
Ana paraşüt Katlama Lisansı,
Kontrolör Paraşüt Öğretmeni nezaretinde kontrol atlayışı.
Uçaktan atlama korkumu nasıl yenebilirim?
Eğitimin bu kısmını çok önemsiyorum. Çünkü benim çok fazla mücadele ettiğim bir konu ve bu mücadelenin sonucunda neler oldu, ne hissettim, gerçekten korkumu yenebildim mi bunları paylaşmaya çalışacağım. Şimdi bu öyle bir şey ki “korku” dediğimiz şey aslında bizi bu sporu yapmaktan, tüm bu adrenalini yaşamaktan, yeni bir deneyimi, yeni bir heyecanı, yeni bir lezzeti tatmaktan alıkoyan şey. Korku, korkmak. Neden korkuyorsun o uçaktan atlamaktan. Havada neler hissedeceğini, kalbinin nasıl bir ritim ile atacağını, vücudunun vereceği herhangi bir tepkiyi, hiç ama hiç bilmiyorsun. Hepsi bir sürpriz gibi adeta. Korku meselesini çok fazla derinlere inip dallanıp budaklandırmak istemiyorum ama kendim neler yaptığımı ve son olarakta size bu videonun sonunda özel bir tavsiyem olacak. Lütfen izlemeye devam edin.
Öncelikle atlamaya net bir şekilde karar verdiğimde. Korkununda bir miktar azaldığını hissettim, bu nasıl olsa karar verdim, artık atlayacağım “bu neredeyse kesin” diyerek kendimi biraz sakinleştirmeye çalışmamla oldu. Beraberinde uçaktan atlayacağımı en yakın dostlarıma, arkadaşlarıma ve akrabalarıma söylemeye anlatmaya başladım. Böylece bir yandan artık herkesin benim uçaktan atlayacağım günü beklediğini düşünmeye başladım ve “bu kadar insan benim atlayacağımı biliyor, artık atlamasam olmaz” gibi bir hissiyat ile kendimi kandırarak cesaretimi arttırmayı ve bir yandan da korkumu yine yenmeye çalıştım. Sonraki aşamada bol bol atlayış videoları izledim, insanların bu deneyimi nasıl başkalarına anlattıklarını, yere indiklerinde neler hissettiklerini bir bir izledim. Böylece bir yandan “bende bunu yaşamalıyım, ben de atlamalıyım, bunu deneyimlemeliyim” derken, aslında farkında olmadan korkumu da azaltmış oluyordum. Tüm bunlar olurken aynı zamanda atlayıştan sonra video çekimlerini ilk izleyeceğim o anı, ailemle ve sevdiklerimle duygularımı paylaşacağım anları, düzenlediğim videoyu ve çekimlerden aldığım fotoğrafları youtube ve instagram gibi platformlara koyup adeta içimden “işte başardım, korkumu yendim, cesaretimi topladım ve çok az bir insanın yapabildiği bu sporu ben de yaptım” der gibi o paylaşımları yapacağım anı hayal ettim. Tüm bunları düşünürken, hayal ederken farkında olmadan aslında korkunuzu adım adım bastırmaya başlamış oluyorsunuz. Ancak o korkuyu tamamen ortadan kaldırmanız mümkün değil, yine de korkacaksınız, yine de heyecanlanacaksınız, belki biraz heyecandan soğuk soğuk terleyeceksiniz, hatta eğitmeninize çocuksu çocuksu sorular sormaya başlayacaksınız. Atlamadan bir gün önce belki bir hafta öncesine kadar uyku düzeniniz bile bozulmaya başlayacak. Hep o anı düşüneceksiniz, kendinizi, uçaktan tam olarak atlayacağınız “o anda” hayal edeceksiniz. İşte tam olarak güzel olan ve yaşanması gereken şeylerde bu birazcık korkunun içerisinde yer alıyor diyebilirim. İşte güzel olan o korkunun o heyecanın tam olarak kendisi. İşte o korkuyu ve o heyecanı yaşamalı ve iliklerinize kadar hissetmelisiniz. Lütfen korkun, heyecanlanın, biraz kalbiniz çarpsın, merak edin, düşünün ve emin olun yere indikten sonra çok ama çok gülecek ve herkese bu deneyimi adeta yaşarcasına anlatmaya başlayacaksınız. Korkunuzu yaşayın, tadını çıkarın.
Uçaktan atlamadan önce ne yapmalıyım?
Atlama günü erkenden kalkın, güzel bir kahvaltı yapın. Spor ayakkabınızı ve rahat elbiselerinizi giyin. Ayakkabınızın, eşofmanınızın vs. sarkacak ip bağcık gibi yerlerini iyice kontrol edin. Zaten ters giden birşeyler varsa size kıyafetlerinizi üstünüzden çıkarmanızı bile isteyeceklerdir o yüzden merak etmeyin. Böyle bir durumda size atlayış için tasarlanmış özel tulum giydirebilirler. Saat, kolye gibi aksesuarları da tabii ki çıkarmanız gerekecek. Tüm bunların dışında güzel bir uyku alıp gelmeye çalışın ve atlayış için çağırıldığınızda karnınız ne çok tok ne de çok aç olmalı, eğer fazlasıyla açlığınız varsa hafif tuzlu atıştırmalık birşeyler yemeye ve su içmeye çalışın. Aşırı su tüketiminden ve sigara alkol gibi zararlı kullanımlardan mümkünse uçuştan bir süre önce uzaklaşın ve sağlığınız için buna benzer kendiniz önlemler alın. Gelelim gerçekten uçaktan atlayacağınız anda neler yapacaklarınıza: burada ise çok fazla size düşen karmaşık görevler yok. Eğitmeninizin talimatlarına uyarak her görevi yapmanız yeterli. Bunlarda kapıya yanaşmak, kollarını kelebek yapmak, atladıktan sonra eğer nefesin kesilirse boynunu ona göre nefes pozisyonuna getirebilmek, gerekirse elle siperlik yapmak, en önemlisi ise dizler ve kolların eğitmeni rahatsız etmeyecek şekilde serbest bırakılması. Zaten uçaktan atladıktan sonra kollarınızı bir süre açmıyorsunuz, eğitmeniniz arkanızdan sizin omuzlarınıza dokunduğunda artık kollarınızı açabiliyor ve bir kuş gibi kanat çırpmaya başlayabiliyorsunuz.
Atlamaya karar verdim, bana ne önerirsin?
Öncelikle sizi cesaretinizden dolayı tebrik ediyorum çünkü dünya üzerinde çok az bir insanın yaptığı extreme sporlar denildiğinde ilk akla gelen deneyimlerden biri olan skydiving yani uçaktan paraşütle atlamaya karar verdiniz. Size önereceğim bazı ufak tefek şeyler var elbette, aslında bir önceki videolarımda da kısa kısa aralarda paylaştığım oldu. Bu konu başlığı altında da derleyip toparlamaya çalışalım.Bence bu maceranın bu deneyimin en önemli aşaması gerçek anlamda atlamaya karar vermiş olmak. Yani artık dönüşü olmayan o yola girebilmek ve zihninizi de o yolda dinç tutarak atlayış gününe kadar vazgeçmeden motivasyonu koruyabilmek. İşte önemli olan kısım tam olarak burası. Sizlere önerim, atlayıştan sonra yaşayacaklarınızı hayal etmeniz, eğer çekim hizmeti de satın aldıysanız videonuzu sevdiklerinizle paylaşırken onların verecekleri tepkiler, sizin sosyal medyada atlayışa dair fotoğraf ve videolarınızı büyük bir gururla paylaşmanız, o heyecanı başkalarına da birebir yaşamış biri olarak anlatımlarınız. İşte tüm bunlar sizin motivasyonunuzu diri tutacak şeyler olmalı ve bunlardan güç almalısınız. Lütfen diğer insanların atlayışlarına dair videoları izleyin, farklı farklı base jump, skydiving, wingsuit gibi adrenalin dolu atlayış videolarına bakın, heyecanlanın, biraz korkun, ama kararlılığınızı ne olursa olsun korumaya çalışın. Merak etmeyin, yapabilirsiniz. Ve yaptıktan sonra da çok fazla mutlu olacaksınız. Hatta etkisinin bu kadar uzun süre sürdüğü başka bir spor dalının olmadığını bile düşünebilirsiniz. Lütfen bir gün uçaktan atlarsanız bana da duygularınızı iletin, yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi lütfen benimle de paylaşın.
Uçaktan atlarken neler hissediyoruz?
Uçaktan atlarken, tam atlamaya ramak kala. İşte o his o kadar heyecanlı, o kadar güzel ki. Bunu ne kadar anlatırsam anlatayım, yada ne kadar video izlerseniz izleyin ne olduğunu kesinlikle yaşamadan anlayamayacaksınız. Sadece biraz neye benzediğini kavrayabilirsiniz. Şöyleki uçağın içindeki o gürültülü ses, kapının açılmasıyla içeri giren rüzgar, sonra o rüzgara doğru yürümeniz, kapının eşiğinde beklemeniz ve “birkaç saniye sonra o uçaktan atlayacağınızı biliyor olmanız” işte bu his öyle bir şey, öyle değerli, öyle güzel ki sadece yaşayarak anlayabilirsiniz. Kapının eşiğindeyken artık dönüşünüzün olmadığını biliyorsunuz ve içinizden “artık ne olacaksa olsun” dediğiniz anların her bir mili saniyesini fazlasıyla yaşayarak deneyimliyorsunuz. Ve bir anda uçaktan atlıyor, sesler değişiyor, kendinizi gökyüzünde buluyorsunuz. Bunu çok iyi anlatan paraşütçülerden biri bence Hayko Cepkin, lütfen Hayko Cepkin’in internette uçaktan atlamayı anlattığı ve uçak taklidi yaptığı videoyu bulup bir şekilde izleyin. Sizin de hissedeceklerinizi yaşayacaklarınızı çok harika bir şekilde anlatmış.
Havada kaç km hızla düşüyoruz?
Uçaktan atlar atlamaz 130 km hıza ulaşıyor ve serbest düşüş esnasında 200 km’ye kadar bu hızınız artabiliyor. Tabi havadaki hareket ve dalışınıza göre bu hızlarda değişiklik olabilir. Ancak ne yaparsanız yapın temiz bir 200 km’yi göreceksiniz.
Serbest düşüş esnasında nefes alabiliyor muyuz?
En çok merak ettiğim sorulardan birisi de buydu. Sizinde merak etmeniz gayet doğal. Hatta ben bu soruyu atlayış yapacağım eğitmenime bile sormuştum. Nefes alamam diye korktuğumu ifade etmiştim. O da “merak etme nefes alırsın” diyerek her zamanki gibi beni yine rahatlatmıştı. Ancak ben rahat dururmuyum. İkna olmam kolay değil. Bende “arabayla giderken bile camdan dışarıya yüzümü az bir şey çıkarmayı denesem nefesimin kesildiğini” söyleyip aslında haklı merakımı dile getirmeye çalışıyordum. En son eğer nefes almakta zorlandığın olursa elimi yüzüme doğru tutmamı ve siper yapmamı söylemişti. Şu an tam olarak o hareket neydi bilmiyorum ama buna benzer bir şeydi. Birde nefes alabilmek için boyun pozisyonununda önemli olduğunu biliyorum, sanırım brifing sırasında ondan da size bahsedeceklerdir.