Yüksel Güvercin, Yüksel ki Pilot Olasın...

Bugün "Güvercin Uçuverdi" isimli filmi izledim. Atalay Demirci'nin başrol oynadığı ve kendisininde bildiğim ilk filmi olan Güvercin Uçuverdi'yi çok başarılı buldum. Filmde pilot olma hayaliyle yaşayan ve pilotluk sınavlarına defalarca kez girmiş bir karakterin öyküsünü izliyorsunuz. Pilot olmak için sınavlara giren, Annesine pilot olduğunu söyleyen ancak otobüs şoförlüğü yapan ve sevdiği kızı almak için çabalayan bir Yüksel Güvercin'le karşılaşıyoruz. Görme engelli annesinin aslında farkında olduğu ama çaktırmadığı bu durum ise gözleri açıldığı ve ameliyat olduktan sonra ortaya çıkıyor. O zaman Yüksel'e bu durumu bildiğini ve üzülmemesi için kendisine söylemediğini anlatıyor. Filmde özellikle Annesi ile Yüksel Güvercin'in diyalogları benim çok hoşuma gitti. Mizahi açıdan çok başarılı bulduğum komedi türünde ki bu filmi herkese öneririm. Yüksel Güvercin, Yüksel... Yüksel ki sevdiğine kavuş, Annene vermiş olduğun sözü yerine getir ve insanlar seni gerçek bir kaptan olarak bilsin.

Windows 10 Hakkında Ki Kısa Notlarım

Microsoft Türkiye ofisinde düzenlenen bir Windows 10 etkinliğine katıldım, bu etkinlikten yola çıkarak küçük bir not aktarmak istiyorum, gözlemlerim ve aklımda kalanlarla kısaca sizlere Windows 10 hakkında bilgi vermeyi planlıyorum.

e-Crime Türkiye 2015 Konferansı Notlarım

Türkiye’de bilgi güvenliği denildiği zaman akla ilk gelen etkinliklerden birisi olan e-Crime konferansına dün sektörden yakın bir arkadaşım ve aynı zamanda akrabam olan Erdem abimle birlikte katıldım. Kendisi de bir şirkette IT yöneticisi olarak çalışmakta. Ayrıca sektörün çekirdekten yetişme personellerinden birisi olduğu için gayet tecrübeli.

HelpDesk Elemanında Bulunması Gereken Özellikler

HelpDesk elemanları işleri gereğince iletişim yeteneklerini geliştirmek ve telaffuz konusunda ki eksikliklerini gidermek zorundadırlar. Çünkü bir bilgisayarda yaşanılan problemin ya da probleme ait çözümün kademeli tüm aşamalarında telaffuz ve iletişim yöntemleri kullanılmaktadır.

HP ePrint Nasıl Kurulur Ne İşe Yarar?

HP'nin wifi'li yazıcılarına has bir servis olan ePrint, çok işe yarar ve hayatı kolaylaştıran bir özelliktir. Benimde yeni kurup öğrendiğim ve test ettiğim bir servis olduğu için bir makale ile takipçilerimle deneyimlerimi paylaşmak istedim. Bu makalede ePrint özelliğinin tam olarak ne işe yaradığını, hangi yazıcılarda bu özelliğin bulunduğunu, Mail üzerinden nasıl çıktı alınacağını ve telefon, tablet gibi ürünlerle yazdırma işleminin nasıl yapıldığına dair bilgi sahibi olabileceksiniz.

Piraziz'e Uçakla Gitmenin Heyecanı

Bu sene Ordu ve Giresun ilimizin bitiştiği noktaya yapılan ve inşaatı halen devam eden havaalanımız açılmış olacak. (Hayırlısı ile) Bizde gurbette yaşayan memleket sevdalıları olarak artık Ordu ve Giresun ilimize olan yolculuklarımızı kendi havaalanımız üzerinden yapmaya başlayacağız.  Ordu'ya ve Giresun'a uçakla gitmek insanda ayrı bir heyecan oluşturuyor. Tabi daha önce Samsun yada Trabzon üzerinden gidenlerde oluyordu ancak oradan kara yolunu da kullanmak gerekiyordu. 

Piraziz'e Uçak İle Nasıl Gidilir?

Yeni açılan havaalanına direk uçakla iniş yaparak tek uçak'la ve maksimum 10 dakikalık bir kara yolu ile Piraziz'e artık ulaşım sağlanabilecek. Gülyalı'nın çıkışı ile Piraziz'in bitişiğinde yer alan havaalanından isteyenler yürüyerek bile Piraziz'e yani Giresun'un sınırına geçiş yapabilecekler. Bu artık bundan sonra mümkün bir şey olacak. 12 saatten fazla ve 3 kez verilen otobüs molalarından ve yol yorgunluklarından artık kurtulabileceğiz. Piraziz, uçakla yapılan seyahatlerle birlikte turizm alanında da büyük gelişmeler kaydedecek. Hayırlısıyla Piraziz'de bu vesile ile gelişme kat edecek ve hem kendi bölge turizmi hemde Giresun ve Karadeniz bölgesinde ki turizm faaliyetleri ile istihdam rakamlarında mutlak gelişmeler kat edilecektir.

Bizde bu gelişmeleri büyük bir heyecan ile birlikte beklemekteyiz. Şimdiden hayırlara vesile olmasını dilerim.

HR

Tinerci Bir Arkadaş İle Sohbetim

Geçenlerde işten geç bir saatte çıkış yapmıştım, etraf biraz karanlık ve dükkanlarında kapanmış olduğu bir zaman dilimiydi. En azından benim bulunduğum kaldırımda ki dükkanların büyük çoğunluğu kapanmaya yüz tutmuş görebildiğim tek açık dükkan da az ileride ki simitçi yeriydi.

Civar bölgelerde sık sık gördüğüm ve ne zaman görsem yolumu çevirdiğim tinerci birisi o an da önüme çıktı ve benden para istedi. Bende param olmadığını ve ona veremeyeceğimi söyledim. Normalde onu günün farklı saatlerinde de görürdüm ve bu zamana kadar her görüşümde yolumu çevirip önüme çıkmasını engellemiştim, karşıma çıkmasından tırsıyordum ve bir problem çıkar diye kendimce önlem alıyordum. Malumunuz haberlerde gördüğümüz onlarca olay ve sıkıntılı haberlerden sonra insan ister istemez tedirgin oluyor ve tedbirli davranmak istiyor. Benimki de işte böyle bir şey.

Sonra bu arkadaşla konuşmaya başladık, ona nerelisin, nereden geliyorsun, nerede kalıyorsun gibi bir takım sorular sordum. Oda; Ankara'lı olduğunu, kimi kimsesi olmadığını ve köprü altında yaşadığını söyledi. Bu konuşmaları yaparken gayet sakin ve korkusuzca bir duruş sergileyerek duruyordum ve konuşmayı sürdürüyordum. Çünkü herhangi bir panik halinde ne ile karşılaşabileceğimi bilemiyordum. İstanbul'un bin bir türlü hali var, kimle nerede ne zaman karşılaşacağımız yada karşılaştığımız insan nasıl biri hiç bilemeyiz. O yüzden hem tedirgin hemde sakin bir vaziyette konuşmayı sürdürdüm. Arkadaşa elinde ki tinere nazaran, "bu böyle gitmez, bundan senin kurtulman lazım" dedim. Daha sonra "kalacak yerin yok mu" diyerek konuyu devam ettirdim. Oda dediklerimi onayladı, kurtulması gerektiğini biliyordu.

Tinerci arkadaş bana, daha önce Bakırköy'de kaldığını ve orada dayak yediğini, bazı problemler yaşadığını ve en sonunda da oradan kaçmak zorunda kaldığını anlattı. Ne kadar doğru ne kadar yanlış tabi ki bilemem, ancak bir şeyler yaşamış, kimsesiz ve sıkıntılı bir durumda olduğu çok açıktı. Ona karnın aç mı diye sordum ve "aç abi" diyerek cevap verdi. Daha sonra simitçi'den kendisine bir simitle çay ısmarladım ve teşekkür ettikten sonra yollarımızı ayırdık. Böylece bir hikayemi de sizlerle paylaşmak istedim. Umarım hayatları bir düzene girer ve sokaklardan kurtulurlar. Dışarıda kalan, evsiz barksız, kimi kimsesiz olan herkes bulunduğu kötü durumdan inş kurtulur.

Saygılarımla

En İyi Elektrikli Süpürge Modelleri Nelerdir?

Elektrikli süpürgeler, hayatımızı kolaylaştıran ve günümüz teknolojisinin bir araya gelmesiyle birlikte sağlığa zararlı etkilerini de ortadan kaldırarak iyi bir temizlik sunan makinelerdir. Elektrik süpürgelerinin en iyi olması demek, insanlar için en rahat kullanım kolaylığı sağlayan modeller olması demekle doğru orantılıdır. 

İyi bir süpürge modeli nasıl seçilmelidir? 

İyi bir süpürge modeli, tamamen kişi ihtiyaçlarına göre değişim göstermektedir. Mevcut koşullarda hem ekonomik durumlar gözetilmeli, hem makinelerin emiş gücü dikkate alınmalı, sessiz çalışıp çalışmadığı ve kullanılacak mekânların büyüklüğü göz önünde bulundurulmalıdır.

İyi bir süpürge modelinde bulunması gereken özellikler nelerdir? 

Elektrikli süpürgelerde oldukça güçlü bir vakum gücünün yanı sıra bundan bağımsız olarak sessiz çalışması önemli bir konudur. Mikro filtre veya HEPA filtre bulundurmalıdır. Fan sistemindeki bu filtreler kadar motor koruma filtresi de olmalıdır. Torbalı mı su hazneli mi yoksa yeni dönem siklon sistemli süpürge mi olacağına karar vermek gerekmektedir. Hepsinin kendine göre avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu nedenle en iyi elektrikli süpürge modellerinde bu üç çeşit makine tasarımı da kullanılabilmektedir. Torbalılarda sağlam bir torba yapısının olması, belki çift katlı torbanın olması önemlidir.

Ayrıca toz emiş gücü yüksek olanlar son derece hijyeniktir. Kirlilik unsurları da çok kolay şekilde uzaklaştırılabilmektedir. Makineyi kullanan kişi, bu tozlarla doğrudan temas etmemektedir. Ancak iyi tasarımlanmamış toz torbalı süpürgeler, toz kaçırma riski de bulundurmaktadır. Su hazneli elektrikli süpürgeler hem havadaki ince toz zerrecikleri dâhil tüm tozları emebilme gücüne sahiptir hem de makinayı yer zemini haricinde birçok noktada kullanılabilme imkânı sağlamaktadır. Alanları daha büyük olmasına rağmen toz tutma kapasiteleri ve ortama yayılan tozları engelleme işlevsellikleri güçlüdür.

En son teknoloji ve en iyi elektrikli süpürge modeli olan siklon sistemli elektrikli süpürgeler son yıllarda yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu süpürgeler gelen havayı çok hızlı şekilde döndürerek merkezkaç kuvveti uygulamaktadır. Bu ürün en ince toz partiküllerini bile tutarak üst solunum yolu hastalıklarının ilerlemesini engellemektedir. Emiş gücü ise stabil olmakla birlikte son derece güçlüdür.

Elektrikli Süpürgeler Ne İşe Yarar?

Elektrikli süpürgeler evlerde, ofislerde ve daha birçok yerde kullanılabilen ve halıları, mobilyaları, duvarlardaki örümcek ağlarını, kısacası gerekli görülen her yeri temizlemede kullanılan bir alettir. Elektrik süpürgesinin icadından önce, süpürgeotu denilen bir bitkiden faydalanılarak üretilen el tipi klasik süpürgeler mekân temizliğinde kullanılmaktaydı. Ancak bu durum sağlığa zararlı etkiler de taşımaktaydı. Bu eski tip süpürgelerle süpürülen ortamlarda tozlar havaya uçuştuğundan, süpürülen bölge temizlense bile diğer eşyaların üzeri toz kaplanırdı. Buradan yola çıkıldığında, toz zerreciklerini hapsetme özelliğine sahip bir makineye ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Birçok deneme yanılma çalışmaları sonucunda, tarihsel süreçte yaşanan gelişmelerden sonra günümüzde kullanılan elektrikli süpürgeler icat edildi.

Elektrikli süpürgelerin çalışma prensibi nasıldır? 

 Elektrikli süpürgelerde bir motor ve buna bağlı olarak bulunan bir pervane yani fan sistemi bulunmaktadır. Bu fan sistemi içerideki hava sirkülasyonunu sağlamaktadır. Hava sirkülasyonu sırasında, içeriye doğru girmeye çalışan hava beraberinde tozları da getirdiğinden, makinelere emiş gücü sağlamaktadır. Makinenin içine alınan hava emilim gösterir, tozları bünyesinde tutar ve emilmiş hava dışarı gönderilir. Böylelikle makinenin içi ve dışında sürekli bir hava akımı oluşur. Temizlik yapmanın amacı doğrultusunda, süpürgenin içerisinde bulunan sistemlere takılı kalan kirlilik unsurları ve tozlar, torbalı olanlarda torba sisteminde ve torbasız olanlarda su haznesinde makine içinde kalır ve işlem bittikten sonra bunlar temizlenir.

Elektrikli süpürgelerde geçmişten günümüze nasıl bir gelişim yaşanmıştır?

 Elektrikli süpürgeler, şimdiki işlevselliğine ulaşana dek birçok aşamadan geçerek günümüze ulaşmıştır. Makinanın icadı için birçok yöntem bulunsa da, ilk 1850’li yıllardan sonrasına dayanan bir geçmişi vardır. Önceleri pompa sistemiyle ve elle çalışan bir süpürge üretilmiş, ilerleyen zamanlarda makinalara motor eklenmiştir. Motor gücüyle çalıştırılmaya başlanan elektrik süpürgeleri büyük bir adım olmasına rağmen, pek kullanışlı olmaması bir dezavantaj oluşturmaktaydı. Şu anda hemen her yeri temizlemek için kullandığımız elektrikli süpürgeler, o dönemlerde genelde yer temizliği için kullanılmaktaydı. 1906 yılında Murray SPANGLER tarafından diğer icatlara göre çok daha hafif ve kullanışlı bir elektrikli süpürge icat edildi ve günümüz süpürgelerinin temelleri oluşturuldu.

Elektrikli Süpürgenin Çalışma Prensibi

Elektrikli süpürgeler, temizlik için kullanılan ve vazgeçilmezler arasında yer alan makinelerdir. Günümüzde çalışma alanı açısından oldukça geniş bir yelpazesi bulunan elektrikli süpürgeler, evlerde ve iş yerlerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Halılardan, koltuklara, hatta perdelere kadar çeşitli yerlerde kullanılabilen elektrikli süpürgeler, hayatımızı kolaylaştırmak adına çok önemli araçlardan biridir.

Elektrik süpürgelerinin bölümleri nelerdir? Elektrikli süpürge nasıl çalışır? 

Elektrik süpürgeleri emme girişi, egzoz çıkışı, elektrik motoru, fan, toz torbası veya haznesi, toz filtresi olmak üzere 6 bölümden oluşmaktadır. Elektrikli süpürgeler çalıştırıldığı anda motor gücüne bağlı olarak motorda bulunan pervaneler çalışır ve fan sisteminin faaliyete geçmesiyle hava sirkülasyonu oluşur. Bu sirkülasyon sırasında emiş gücü oluşur ve makine çeşitlerine göre bu emiş gücü farklılık gösterir. Bu şekilde tozlar emme girişinden girerken, hava egzoz çıkışından çıkmaktadır. Elektrikli süpürgeler, çalışma prensibi açısından oldukça kolaydır. Elektrikli olmasını sağlayan bir motor ve motorun emiş gücüyle birlikte tozların belirli haznelere toplanması üzerine kurulmuştur. Tozların ya toz torbalarına ya da su veya farklı şekilde oluşturulmuş toz haznelerine dolmasıyla çalışmaktadır.

Emiş türleri nelerdir ve emiş gücü nelere bağlıdır? 

Elektrikli süpürgelerin emiş gücüyle doğru orantılı olarak performansı değişmektedir. Yatay emiş, dikey emiş ve silkonik emiş olmak üzere üç çeşit emiş gücü bulunmaktadır. Yatay emiş tozun torbaya ya da hazneye hapsedildiği emiş türüdür. Hava akımı motordan geçerek soğutulmaktadır ve hava motorla temas halindedir. Dikey emişte motorla hava akımı içerisindeki tozlar temas etmezler. Yatay emişte hava akımı nasıl motordan geçerek soğuyorsa, dikey emişte fanlar yardımıyla soğumaktadır. Bu sistem diğer sisteme göre daha zararsızdır. Çünkü sıvılar motora zarar vermeden, hem daha kolay hem de daha zararsız emiş sağlamaktadır. Silklonik emişte, toz torbasız süpürgeler ön plandadır. Bu sistemde hava akımı içerisindeki tozların emilimi diğer sistemlere göre daha hızlı olmaktadır. Daha hızlı hareket halinde olan tozlara merkezkaç kuvveti uygulanır. Bu hava akımı içindeki tozlar, genelde şeffaf olan haznelere dolar. Bu sistemin en büyük avantajı, ince toz partiküllerini bile tutabilmesidir ve buna uygun filtre sistemine sahip olmasıdır.