Makale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Makale etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2020 Salı

Sago Yine Yaptı Yapacağını!

 Sago, yeni yayınladığı EP'si ile bir anda gündeme düştü ve dün akşamdan beri aktif olarak yeni parçalarını dinliyorum. Bu sefer belki de bu zamana kadar yapılmamış bir şeyi de Sago yaptı ve beni de çok şaşırttı. 5 farklı parçayı aynı anda ve hepsini de çekilmiş resmi klip videolarıyla birlikte Youtube'da paylaştı. Bu inanılmaz bir efor ve ciddi bir çalışma. Bu arada parçalarda felaket göndermeler var, "Saklama Bulurlar" ve "Korsan" şimdilik benim favori parçalarım. Tebrikler Sago..

17 Ağustos 2020 Pazartesi

Yeni Yüklediğim Android Emülatör Yazılımı

 Ne zamandır bilgisayarıma bir emülatör yüklemek ve hatta PUBG Mobil'e bir şans daha vermek istiyordum. Nasip geçen güneymiş, internette gezinirken "BlueStacks" isimli bir yazılımı gördüm ve biraz inceledikten sonra bilgisayarıma yüklemeyi tamamladım. Kurulum esnasında tek çekindiğim hatta şüphelendiğim yer Google hesabımla giriş yaptıktan sonra mail adresime S8 cihazı ile Kayseri'den hesabıma giriş yapıldığına dair uyarı almam oldu. Sonrasında ben bu oturumu Google güvenlik seçeneklerinden iptal edip emülatördeki hesabımın kapanıp kapanmayacağını gözlemledim. Bir müddet sonra emülatör üzerindeki oturumum düştükten sonra tekrar hesabımla giriş yaparak uygulamayı kullanmaya başladım. (Aslında bu tarz uygulamalar için yedek bir mail adresi kullanmak daha doğru olabilir)

Neyse, aklımdaki endişelerden kurtulduktan sonra yüklediğim oyunlara gelelim. Emülatör üzerinden PUBG Mobil, Brawl Stars, Zooba, Roblox, Real Racing 3 gibi oyunları yükleyip bazılarını da deneme fırsatım oldu. Mesela PUBG mobil hiçte fena oynanmıyor, hatta Brawl Stars oyunu bilgisayar üzerinde efsane gidiyor. Hele bir de joystick bağlayınca on numara beş yıldız oluyor. Şimdilik böyle kısa bir not düşeyim dedim, artık bilgisayarımda android oyunları da oynayabiliyorum. Hatırlatmadan geçemeyeceğim dün Twitch üzerinde "Brawl Stars" yayını bile yaptım. Değişik bir tecrübe oldu benim için. Canlı yayınlarıma da beklerim, görüşmek üzere.

15 Ağustos 2020 Cumartesi

Sizi Gidi İnsancıklar!

Dün Giresun'un güzeller mi güzel yaylalarından biri olan "Paşakonağı" yaylasına gittim. Hava biraz sisli, hafif arada bir çise. Hızlı hızlı değişen bulut ve gökyüzü manzarası. Her şey çok güzel, zaten benim buralarda en çok beğendiğim yaylalardan biri de burası. Hem sahile yakın olması, hem de yollarının biraz iyi olması nedeniyle sıklıkla tercih ediyorum. Tabi yollar bazı yerlerde dar ve tehlikeli de olabiliyor, kısa bir not olarak bunu da ekleyeyim  Neyse bu yazımı birkaç fotoğrafı paylaşmak ve üzüldüğüm kareleri sizlere de göstermek için kaleme alıyorum.

Maalesef sahip çıkmamız gereken güzelliklere gerekli hassasiyeti göstermiyor ve büyük bir hınçla yaşadığımız dünyayı kirletip yok etmeye ısrarla devam ediyoruz. Bu fotoğraflar sün Paşakonağı yaylasında çekildi. Yorumları size bırakıyorum, çünkü benim artık diyecek sözüm kalmadı.





14 Ağustos 2020 Cuma

The 100 7. Sezon 11. Bölümde Bellamy'nin Yanındaki Oyuncu Kim?

 Kendilerini görür görmez bölümü yarıda bırakıp kim olduğunu ve daha önce hangi dizide ya da filmde gördüğümü bulmaya çalıştım. Yüz mimiklerinden kesinlikle önceden bir yerde izlediğimi biliyorum ama net bir sonuca varamıyordum. Sonra şöyle bir yönteme başvurdum, yakın zamanda izlediğim dizi ve filmlere hızlıca göz attım. Derken "Jonathan Scarfe" ismine ulaştım. Daha önce Netflix üzerinden izlediğim "Van Helsing" dizisinde de Jonathan oynuyordu ve kendisini oradan çıkarmıştım. Çok başarılı bir oyuncu ve birçok film ve dizide oynamış. Bu arada The 100'ü henüz izlemediyseniz mutlaka listenize alın ve bir ara başlayın. Sanırım hayatımda iz bırakan ve merak takip ettiğim nadir dizilerden birisi.

13 Ağustos 2020 Perşembe

Fazlalıklardan Kurtulma Fikri | Minimalizm Belgeseli Hakkında

 Dün izlediğim ve beni bir hayli etkileyen Netflix belgeselinden kısaca bahsetmek istiyorum. Aslında blogumda film özetlerini paylaştığım ve puanladığım bir seri daha önce oluşturmaya çalışmıştım ancak devamını getirememiştim. Neyse biz onlara bakmayalım ve fırsat bulmuşken şimdi ve hemen dün akşam izlediğim olağanüstü belgeselden bir şeyler mırıldanalım.

Belgeselin adı "Minimalizm", daha çok hayatınızdaki karmaşadan kurtulmanız için, fazla eşyalardan, sürekli satın alma hastalığından ve "eşya ile yaşama" veya "eşya için yaşama" gibi konuları size hatırlatıp beyin fırtınasına sebep olarak bir hayli enteresan ama bana göre de güzel bir belgesel. Bu belgesel adından aynı zamanda yazılmış bir kitapta var. "Joshua Fields Millburn" tarafından kaleme alınmış kitabın Türkçe çevirisi de yayımlanmış.

Hayatta öyle bir koşuşturmaca ve öyle bir temponun içine giriyoruz ki bazen yaşamayı unutuyoruz. Sürekli daha iyisini satın alıyoruz ve hemen yeni bir satın alma isteğiyle yanıp kavruluyoruz, hızla değişen moda sektörü ile dolabımızda ki kıyafetlerimizden nefret ediyoruz ve hemen daha yenilerini almak istiyoruz. Sürekli almaya, tüketmeye ve kullanmadan o eşyadan sıkılmaya yönelik bir döngü içerisinde işe gidip gelen insanlar haline geldiğimizi bu belgeselde rahatlıkla düşünebilirsiniz.

Aslında buna benzer bir iki kitapta okumuştum, biri Begüm Basoglu ve Ege Erim tarafından kaleme alınan "SADE" isimli bir kitaptı ve diğeri de Marie Kondo tarafından kaleme alınan "Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle Topla Rahatla" isimli kitaptı. Bu kitaplarda da temel felsefe kullanmadığın eşyalardan kurtulmayı, basit ve sade yaşamayı, ihtiyacın olmayan bir eşyayı gereksiz yere satın almamayı gibi hayatınızı kolaylaştırıp zihninizi rahatlatacak birtakım metotlardan bahsediyordu. Eğer okumak isterseniz bu kitapları da incelemenizi öneririm. Daha sadece, basit, yalın, az eşyalı bir hayat dilerim... :)

11 Ağustos 2020 Salı

Analiz - Algoritma ve Kod'a Kısa Bir Bakış

Kullanıcıya hesaplayacağı formüllerle ilgili bilgilendirme yapılır ve seçim yapması istenir. Seçimlere bağlı olarak program kendi içerisinde yönlenerek kullanıcıya istediği işlemi yapması için veri girişi beklenir. Girilen verilere bağlı olarak hesaplamalar program tarafından yapılarak arayüz üzerinden bilgilendirme yapılır ve tekrar döngü üzerinden ikinci bir işlem için seçim yapılmak üzere kullanıcı bilgilendirilir. İki işlem yapıldıktan sonra çıktılarla beraber uygulama sonlandırılır.



using System;
using System.Collections.Generic;
using System.Linq;
using System.Text;
using System.Threading.Tasks;

namespace FormulHesaplama
{
    class Program
    {
        static void Main(string[] args)
        {
          
            for (int i = 0; i < 2; i++)
            {
               
               
                Console.WriteLine("");
                Console.WriteLine("İşlem Yapmak İstediğiniz Formülü Seçiniz..");
                Console.WriteLine("KareKökü Hesaplamak için: 1");
                Console.WriteLine("Tanjant Hesaplamak için: 2");
                Console.WriteLine("Rastgele Bir Sayının Sinüsünü Hesaplamak için: 3");
                Console.WriteLine("a üzeri b'yi Hesaplamak için: 4");


                int formul = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                if (formul == 1)
                {
                    Console.WriteLine("Karekökü hesaplanacak sayıyı giriniz:");
                    int karekok = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine(Math.Sqrt(karekok));
                }

                else if (formul == 2)
                {
                    Console.WriteLine("Tanjant hesaplanacak sayıyı giriniz:");
                    int tanjant = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine(Math.Tan(tanjant));
                }

                else if (formul == 3)
                {
                    Random n = new Random();
                    int rasgele = n.Next();
                    Console.WriteLine("Sinüsü hesaplanacak sayıyı :" + rasgele);
                    Console.WriteLine("Sonuç");
                    Console.WriteLine(Math.Sin(rasgele));
                   
                }

                else if (formul == 4)
                {
                    Console.WriteLine("a sayısını giriniz:");
                    int a = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine("b sayısını giriniz:");
                    int b = Convert.ToInt32(Console.ReadLine());
                    Console.WriteLine(Math.Pow(a, b));
                }

                if (i == 0)
                {
                    Console.WriteLine("Program tekrar başlatılıyor...");
                    Console.WriteLine();
                }

                else
                {
                    Console.WriteLine("Program Sonlandırılıyor...");
                    Console.WriteLine();
                }
               
                System.Threading.Thread.Sleep(3000);
                Console.Clear();
            }
           
        }
    }
}

10 Ağustos 2020 Pazartesi

SnowRunner Sen Nesin Böyle?

Hayatımda iz bırakan video oyunlarını sıralamaya kalkarsam devasa bir liste ortaya çıkmayacaktır ancak o listede yer alacak ve yeni başladığım oyunlardan biri olan "SnowRunner" oyunu hakkında çok kısa da olsa birşeyler mırıldanmak istiyorum.

Sırf bizim "Bulls Club" oyuncu grubumuzdaki arkadaşlarla birlikte oynamak için ben de yeni satın aldım. Normalde hemen hemen çoğu oyunu steam üzerinden alıyorken bu sefer epic games isimli platformu kullanarak oyunu aldık. Tabi indirim neredeyse oradayız yapacak pek bir şey yok. :)

Oyunda arkadaşlarınızla birlikte zorlu yollardan geçerek malzemeleri bir noktadan bir noktaya sevkiyatını sağlamakla görevlisiniz. Ancak bu işi yaparken çamura batıyorsunuz, yakıtınız bitiyor, arkadaşınız sizi vinç ile kurtarmaya geliyor veya siz kendi başınıza etrafınızdaki ağaç kaya gibi yerlere vinç atarak kendinizi kurtarmaya çalışıyorsunuz. Çok ama çok eğlenceli ve harika grafiklere sahip zeka dolu bir oyun. Birlikte oynayabileceğiniz arkadaşlarınız varsa mutlaka bir bakın. Sevgilerle

18 Nisan 2020 Cumartesi

Python time.clock() Hatası Hakkında

Python'da time kütüphanesinin clock() fonksiyonunu kullanırken aşağıdaki gibi bir hata aldım:


C:/Users/paneL/Desktop/Dersler/Ders 06 - Fonksiyonlar/zaman_modulu_ornek.py:13: DeprecationWarning: time.clock has been deprecated in Python 3.3 and will be removed from Python 3.8: use time.perf_counter or time.process_time instead
print(time.clock())

Python 3.3'te time.clock() fonksiyonu kaldırılmış ve bunun yerine time.perf_counter ve time.processs_time gibi fonksiyonlar gelmiş. Yani aynı kodu bu yeni fonksiyonları kullanarak yazmanız veya kodunuzu güncellemeniz gerekiyor. Eğer python sürümünüz 3.3'ten yüksekse. Ben hatayı aldığımda python sürümüm 3.7.2 gözüküyordu.

Peki ama python sürümünüzü nasıl öğrenebilirsiniz?


Bunun için IDE üzerinden veya python shell uygulaması üzerinden aşağıdaki komutları çalıştırmanız yeterli olacaktır: Python'u güncelleştirmek içinse python resmi web sitesi üzerinden yeni sürümü indirip kurabilirsiniz.

import sys
print(sys.version)

Spor Rutinime Dair

Sosyal medyadan paylaştığım gönderilerde de gördüğünüz gibi bir süredir salon sporu yapıyordum ve katıldığım koşularla bu sporu destekliyordum. Artık salon sporunu bıraktığımı ve üyeliğimi iptal ettirdiğimi sizlere söyleyebilirim. Bunda 3 şey neden oldu aslında. Birincisi salonla ilgili yaşadığım teknik bir problem, giriş esnasında sürekli şifremi turnikenin kabul etmemesi, her defasında görevlilere bu sorunu bildirmem ve bir türlü çözülememesi, ikincisi benden fazla para çekmeleri, üçüncüsü ise tamamen gelişimime odaklı farklı sporları denemem ve biraz daha dışarıda olmak istememden kaynaklanıyor. Salonu bıraktım ama tabii ki sporu bırakmadım, evdeki halter setim ve bisikletimle fitness yapmaya devam ediyorum, koşulara katılıyorum, ormana gidiyorum, dışarıda kullanmak için mesela bu sıralar bir yol bisikleti araştırıyorum. Yakın zamanda tenis ve paten gibi sporlarla haşır neşir olmaya başlayacağım. İnsanın biraz daha dışarıda, doğada olması ve farklı sporlarla ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Keşfetmemiz gereken bir sürü şey varken sürekli kapalı bir salona gitmek bir yerden sonra insanı sıkabiliyor. Spor yaşamımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim ancak bu sıralar en çok keyif aldığım şey Belgrad Ormanı’na gitmek ve Neşet Suyu’nda koşmak. Özellikle sabah saatlerinde koşmanızı veya yürümenizi tavsiye ederim, parkur gerçekten insana iyi geliyor.

17 Nisan 2020 Cuma

Yayıncılık Macerama Dair Kısa Not

Yayıncılık maceram aslında superbox’a geçmemle başladı diyebilirim, bunu da tam olarak yılbaşı gibi değerlendirebiliriz. O sıralarda almıştım çünkü yeni internetimi. İlk başlarda Twitch ile canlı yayın yapmaya başladım, şu an 1K takipçi ve 5K görüntülenme istatistiklerine sahibim. Bu değerler çok yüksek değil hatta komik değerler denebilir fakat ben yine de bir süredir yayınlarıma devam ediyorum ve bunu yaparken keyif alıyorum. Bir kaç hafta önce de restream.io isimli bir servisle tanıştı ve bu servis sayesinde artık aynı anda birden fazla platformda yayın yapabiliyorum. Bu platformlar Twitch, youtube, dlive, steam ve mixer gibi farklı kanallardan oluşuyor. Restream servisiyle birlikte bu kanalların içindeki dlive platformunun çok hareketli ve umud vaad eden bir yer olduğunu farkettim. Bir kaç haftada 36 takipçiye ulaşmıştı, bu sayıya Twitch’de çok daha uzun sürede ulaşmıştım çünkü. Şimdilik akşamları genellikle yayında oluyorum ve aktif olarak PUBG yayını açıyorum. Bunun yanında arada bir İnsurgency Sandstorm, GTA, Project Cars 2, Trine 3 gibi farklı oyunlara da yayınlarımda yer vermeye çalışıyorum. Bakalım zamanla neler olacak, belli bir noktaya gelebilecek miyiz bilmiyorum. En azından şu an deniyorum ve bir şeyler yapmaya gayret gösteriyorum. Sizlerde yayınlarıma gelerek bana destek olabilirsiniz, oyunlarda görüşmek üzere diyelim.

10 Nisan 2020 Cuma

İ7 9700K İşlemciye Geçiş Maceram

Bir kaç ay öncesine kadar İ5 8400 işlemciyi kullanıyordum, bilgisayarımda oyun kaydı alma, yayın yapma ve render alma gibi bir takım işler yaptığım için, işlemcinin yetersiz kaldığını farkettiğim yerler olmaya başladı. Örneğin oyun oynarken 1080P veya 720P video kaydı gerçekleştirirken oyun donmaya falan başlıyordu. Kayıt almayı durdurmak zorunda kalıyordum. Buna benzer sorunları gördükçe işlemciyi yükseltme ihtiyacı gördüm ve araştırmalara başladım. Sonunda da i7 9700K modelinde karar kıldım. Kullandığım anakart 8.nesil olduğu için öncelikle anakartla uyuma baktım, evet anakartla uyumlu bu işlemci serisi için özel olarak yayınlanmış BIOS update gibi işlemleri gerçekleştirdim, sonra i5 8400’ü internetten bir arkadaşa 1000 TL gibi bir fiyata sattım ve 3000 TL’ye de hemen i7 9700K işlemciyi satın aldım ve bilgisayarıma montajını gerçekleştirdim. Her şey buraya kadar çok güzel, fakat gözümden kaçan bir şey vardı: yeni aldığım işlemciyi soğutmak için stok fan yetersiz kalmıştı. Önceki işlemci sıcaklığı stok fan ile çalışırken yük altında olsa bile 55 dereceleri geçmezdi, fakat i7 9700K yük altında 99 dereceleri, ve stabil sistem açıkken de 80 dereceleri falan görüyordu, fan hızını arttırarak kullanmayı denesemde işlemciyi soğutmayı başaramamıştım. Tamda burada sıvı soğutma sistemi ihtiyacım ortaya çıktı, hiç hesapta olmayan bir masraf daha ☺ Gittim Cooler Master marka 2 fanlı güzel bir soğutucu aldım montajını yaptım, şu an sistemim yük altında olsa bile 55 derecelerde sabit kalıyor. Bu maceramda bu şekilde cereyan etmişti. İşlemci gibi bir ürün almadan önce anakartınızla olan uyumluluğu, soğutma ve güç tüketimi gibi konuları iyice araştırmayı unutmayın.

2 Nisan 2020 Perşembe

The 100 - Z-Nation ve Designated Survivvor Dizileri Hakkında

Z-Nation ilk bölümü 2014 yılında yayınlanmış ve komedi-drama/kıyamet sonrası senaryolarına sahip bir zombi dizisi. Burada da dünyaya zombi virüsü hakim olmuş ve çok az bir insan hayatta kalmıştır. Virüse karşı koymak için üretilen bir aşı Murphy ‘nin vücudunda başarılı olmuştur ve ısırılmasına rağmen Murphy zombiye dönüşmemiştir, insanla-zombi arasında bir yerde kalan Murph dünyanın kurtarılması için bir umud oluşturur. Bir grup insan tarafından Murphy’nin bir yere ulaştırılması gerekir ve maceralı yolculuk başlar. Toplam 5 sezondan oluşan Z-Nation zombi türünde gayet başarılı ve komik sahneleriyle de ön plana çıkıyor. Peş peşe izleyince bir noktadan sonra mideniz zombi görmekten bıkıyor ve bazen iğrenç sahnelerden sıkılabiliyorsunuz. Ancak yine de bu türdeki dizileri seviyorsanız tavsiye ederim, keyifli bir seri.

The 100 kıyamet sonrası dram türünde ve ilk bölümünü 2014’te yayınlamış bir dizi. Şu ana kadar 5 sezonunu tamamlamış. Dizide yeryüzünde yaşam sona ermiştir ve hayatta kalan bir grup insan uzay istasyonlarında yaşamını sürdürmektedir. Fakat sürdürülebilir olmayan bu yaşam standartları insanoğlunu bir sınavdan daha geçirir, oksijen ve besin kaynağı uzayda tükendiğinden tekrar yeryüzüne inip orada yaşam belirtilerinin olup olmadığının incelenmesi gerekiyor. Ellerindeki birtakım suçlardan tutuklu tutulan 100 mahkum çocuğu dünyaya geri gönderirler ve işte macerada burada başlar. Dünyada yaşam vardır, fakat insanoğlu burada yalnız değildir. Hayatta olan yerliler, dağ insanları gibi bir takım farklı canlıların olduğunu farkederler. Ancak herşey sanıldığı kadar masum değil, dünya olduğundan daha da vahşi bir yer haline gelmiştir. Hayatta kalmak için uzun bir mücadele burada başlar. Çok keyifle izlediğim bu diziyi kesinlikle tavsiye ederim, soluksuz izlediğim için bende derin bir iz bırakmıştır. Bir yerden sonra “Clarke, Clarke, Finn, Finn” sizi baysa da harika karakterler ve oynadıklar sahnelerle büyüleyici bir dizi olmuştur benim için. Bu arada dizideki en çok beğendiğim karakter Lexa’dır, klanların lideri profilindeki o kişiyi çok başarılı canlandırdığını düşünüyorum, yeni sezonu merakla bekliyorum.

Designated Survivor şimdilik 3 sezondan oluşan Amerikan siyasi gerilim türündeki bir dizi. Bu dizinin ilk bölümünde Amerikan meclisi bir bombalı saldırıya uğrar ve meclisteki Amerikan başkanı dahil herkes ölür fakat o gün orada olmayan imar ve iskan bakanı hayatta kalmıştır. Amerikan yasalarına göre başkanlık konumuna getirilecek tek kişi o olduğu için acilen devletin başına getirilir. İmar ve iskan bakanı iken bir anda başkan olan Tom Kirkman ülkeyi yönetmeye başlar. Dizide bir takım siyasi olayların cerayan etmesi ve Tom Kirkman’ın buna müdahale etmesi sorunları çözmesi üzerine kurgulanmış bir senaryo var. Hemen hemen her bölümde bir kriz olur ve o krize müdahale edir ve bunun çözümünü izlersiniz. Bürokratik süreçlerin nasıl işlendiğine dair birtakım bilgiler edinmenize ve siyasi olaylara olan bakış açınızın olumlu yönde gelişmesine katkısı olduğunu düşündüğüm bu diziyide izleyebilirsiniz. İkinci bölümde biraz sıktığını söylemeden edemeyeceğim ama ben sonuna kadar izlemeden edemedim.

21 Şubat 2019 Perşembe

Bu Blogun Adı Neden PC Dünyası?

"Ben nereden bileyim" diyerek kısa ve öz bir cevap vermek isterdim ancak bunu yapmayacağım. Yine de kısa olmasını temenni ederek aşağıdaki açıklamaları paylaşmak isterim:


Burası kendi kişisel blogum olarak kurduğum bir yer. Daha da öncesinde ismi de farklıydı, değişik isimler verip dönem dönem isim bulmaya çalışıyordum. Sonra BT sektöründe çalışmaya başladığımda kendi işimle ilgili içerikler üretmeye ve bunları paylaşmaya çalıştım. Tam olarak o dönemde böyle bir isim bulmuştum ve blogumun adını "PC Dünyası" olarak güncellemiştim. Tabii domain ismini de satın alınca bu öylece kaldı.

Zamanla bu sayfada kişisel hikaye, kitap özeti, film yorumları gibi sadece içinde teknoloji olmayan ama benimle ilgili ve burada yazmak istediğim ne varsa sizlerle paylaşmaya başladım. Oldu işte sonunda kişisel bir sayfa. Arada bir yazıp çiziyorum, ufak tefek şeyler paylaşıyorum. Burası böyle devam ediyor. Kendi haline bırakalım gitsin :)

27 Kasım 2018 Salı

PUBG'de 1000 Saate Yaklaşırken

Geçenlerde kaç saat PUBG oynadığımla ilgili steam verilerine bakarken bir de ne göreyim? PUBG'de 1000 saati doldurmak üzere olduğumu fark ettim. Evet, tamı tamına 1000 saat. Ehh dile kolay demi?


PUBG gerçekten bu zamana kadar en uzun süre oynadığım oyun olmayı başardı, bunda da tabii ki oyunun kaliteli, yenilenen içeriği ve tüm dünya tarafından kabul görmesi gibi bir çok neden vardı. Beni etkileyen tarafı herkes gibi hikayesi yani daha doğrusu hayatta kalma dürtüsü, oyun mekaniklerinin çok gelişmiş olması, arkadaşlarla konuşarak eğlenceli vakit geçirme gibi daha sayamadığım bir sürü neden.

Birde tabii ki videosunu çekmeye yoğunlaştığım bir oyun oldu kendileri, bakınız YouTube'daki Hakan Rapoğlu2 isimli kanalımda fazla fazla PUBG videosu görebilirsiniz. Bu kanalımda PUBG dışında farklı oyunların videolarını da paylaşıyorum. Her gün saat 19:00'da yeni bir içerikle yayını sürdürmeye devam ediyorum.

PUBG, şu sıralar yeni haritalarıyla gündemde ve takipçilerini heyecanlandırmaktadır. Karlı harita ve birde gece haritası insanların dilinden bir türlü düşmedi gitti, artık şu haritaları da çıkarsa da insanlar bir nefes alsa der olduk. Geçenlerde de adacıklardan oluşan garip bir harita gündeme oturdu, çok fazla köprülerin olduğu ve adacıklardan oluşan ilginç bir harita. Onu da açıkçası merak etmiyor değilim. 

PUBG, çıkardığı her yeni haritada beklentiyi karşılamayı ve insanların beğenisini toplamayı başardı, öyle görüyorum ki yeni çıkacak haritalarla da herkesi mutlu edecek ve gündemde yerini almayı sürdürecek. Şimdilik bootcamp'te görüşmek üzere, sorarlarsa ben oradayım!

3 Kasım 2018 Cumartesi

Youtube Videolarınızı Planlarken Dikkat Edilecek 3 ŞEY

Uzun zamandır günlük ve haftalık rutinleri mi planlamak için bir çaba sarf ediyorum. Bunun için belli başlı zaman yönetimi yöntemlerini de denesem de ikna olmam uzun bir zaman aldı diyebilirim. Sizlerde hangi gün video çekeceğinize, hangi gün video yayımlayacağınızı veya hangi gün montajlama işlemlerinizi tamamlayacağınızı bilemiyorsanız bu kısa makalemi sonuna kadar okuyun lütfen. Ehh bir de yorum bırakırsanız sevinirim:


1-Proje Ciddiyetini Anlamak

Şimdi bir videoya öncelikle yepyeni bir proje olarak bakalım, bu bizim ilk ve en önemli kazanımlarımızdan birisi olsun. Videolarınızı birer proje olarak görmezseniz yeterli ciddiyeti sağlayamaz ve dikkati elden bırakabilirsiniz.

2-Bir Gün'de Sadece "BİR" İş Yapın

Bu tabi ki sadece Youtube projelerinizle ilgili ve diğer özel işlerinizi engellememeli. Şöyle ki: aynı gün içerisinde sadece ya video çekmeli, ya sadece montaj yapmalı ya da sadece video fikirleri üzerine kafa yormalısınız. Burada önemli olan nokta video çekecekseniz o gün sadece video çekin, ama montaj yapmayın. Dilerseniz birden fazla video çekebilirsiniz ama bunları da üç'ten fazla tutmamaya özen gösterin.

3-Videoları Önceden Planlayarak Paylaşın

Montajı biten bir videoyu upload ederek hemen paylaşmayın. Paylaşım gününüz ve saatiniz belli olsun ve mutlaka bu takviminize uyun. Mesela 3 hafta sonra yayımlayacağınız videoyu şimdi yükleyin ve metinleriyle birlikte zamanlayarak yayımlanmaya hazır halde bırakın. Bu size daha sistematik ve rahat bir çalışma alanı kazandırır.

Birazda 3 madde dışında kalarak devam edelim: Video planlamak gerçekten çok ciddi bir şey. Bence sanıldığı kadar önem görmüyor da olabilir. Gelişi güzel video paylaşmak yerine bu konuda kafa yormak ve strateji belirlemek iyi olabilir. Örneğin çocuklara yönelik içerikler paylaştığınız bir kanalınız varsa öğrencilerin okuldan eve geldiği ve evde oldukları saatlerde belki video paylaşmanız yararlı olabilir. Yada bunu tam tersi iş dünyasına yönelik videolar paylaştığınız bir içeriğiniz varsa bunu da mesai başlar başlamaz sabah erken saatlerde videoyu paylaşmanız iyi olabilir. Bu tarz stratejik hamleler kanalınız ve içeriğinizin yükselmesine yardımcı olabilir. Soru, görüş ve yorumlarınız varsa paylaşabilirsiniz, bu konuda biraz beyin fırtınası yapalım.

13 Ağustos 2018 Pazartesi

Çamlıbel Köyü - Görülesi ve Gidilesi Bir Köyyyyy :)

Çamlıbel Köyü, Balıkesir Edremit'e bağlı bir mahalle veya köy diyebilirim. Güre'ye çok yakın hatta bir kaç km'lik mesafeleri var. Tahtakuşlar köyü ile aynı zamanda komşu olan bu yerde çok hoş vakitler geçirebilirsiniz. O zaman fazla bekletmeden maceramız başlasın:

Benim yolculuğum bu sefer Güre ile başladı diyebilirim, otostopla Çamlıbel sapağına kadar gidebildim, buradan yürüyerek köye çıkmaya karar verdiğimde yolda başka bir araç daha beni aldı ve köyün merkezine kadar gelebildim. Önce tabi ki köy muhtarlığı veya kahvesi diyebileceğim yerde soğuk bir limonata içtim ve serinledim. Sonrasında ise burada tanışma fırsatı bulduğum arkadaşlarımla köyü gezmeye başladım. 

Bu köyde bir müze, renkli renkli kafeler, köy kadınlarının üretmiş olduğu ürünlerin satıldığı kadın kültür ve el sanatları evi, Ramiz Dayı'nın mezarı, oteli ve evi, özel bir otelin içerisinde yer alan bir gemi parçası, köyün delisi, depo (su), iguana gibi şeyler var. Genel olarak misafirperver, sıcak kanlı ve renkli insanları var diyebilirim. İsterseniz fotoğraflara ve devamında yayınladığım vloguma bakabilir ve daha fazla içeriğe ulaşabilirsiniz.

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü

Çamlıbel Köyü


7 Ağustos 2018 Salı

Uçmakdere'de Kamp Yapılır mı? | Uçmakdere Rehberi #VLOG

İstanbul'da yaşayanlar için hafta sonu kaçamağı olarak bir kaç saatte varılabilen çok güzel bir doğaya ve atmosfere sahip Tekirdağ ili Şarköy ilçesine bağlı Uçmakdere'den biraz bahsedelim isterseniz. Nereden başlasak bilemedim ama yola çıkmakta fayda var, çok uzun sürmeyecek. Hadi o zaman okumaya devam:

Cuma akşamı motorumuza yüklerimizi koyduk ve yola çıktık, normal kısa yolda yani e5 ve otoyol taraflarında çok trafik olduğundan biz biraz macera yaptık ve Kırklareli yolu üzerinden arka taraftan bom boş ilerledik, çatalca-silivri bağlantısı ile yolumuza devam ederek Tekirdağ iline ulaştık. Normal şartlarda 2-3 saatte çok rahat varabileceğimiz yere 4 saat gibi bir zamanda varabildik ve gecenin karanlığında Uçmakdere'de kamp yapacağımız "Paraşüt İniş Alanında" çadırımızı ışıldaklarımızın yardımıyla kurarak güzel bir uyku çektik.

Uçmakdere Kamp Macerası

Uçmakdere Google Maps

Uçmakdere Nasıl Bir Yer?

Uçmakdere çok şirin mi şirin bir köy ve mahallenin adı. Ve buranın adının çok duyulmasına neden olan şey ise doğa sporları açısından çok elverişli bir yer olması. Yamaç paraşütü, su altı dalışları, kamp imkanı, trekking ve bisiklet sürmek için çok güzel yerler ve imkanlar var. Ama yinede yamaç paraşütüyle ünlü olmuş bir yer diyebilirim. Köyü ise çok şirin ve doğa ile iç içe. Buraya günü birlikte gelip yamaç paraşütü yaparak geri dönmek bile mümkün. Detaylı bilgi için Uçmakdere Yamaç Paraşütü Kulübü ile iletişime geçebilirsiniz.

Uçmakdere


Uçmakderenin Denizi Nasıl?

Çadır,

Uçmakdere konum itibarıyla marmara ereğlisi sularına komşu. Dolayısıyla buranın denizi saroz ile karşılaştırıldığında daha dalgalı ve bulanık demek mümkün. Az çok nasıl bir denizi olduğunu tahmin edebilirsiniz fakat yanlış yönlendirmek istemem. Aman aman da şöyle böyle bir denizi yok maalesef. Tabii ki denize girenler oluyor bende daha önceden de buralarda denize girmiştim. Özetle: Saroz'dan daha iyi bir suya sahip değil. Beklentinizi ona göre oluşturun.

Yeme İçme Yerleri Var mı?

Uçmakdere yolu üzerinde köfte, gözleme gibi şeyler yapan seyyar ve sabit yerler görmek mümkün, fakat asıl yeme içme yerleri köy merkezinde yer alıyor. Burada gözleme, köy kahvaltısı, zeytinyağı ve doğal bal, pekmez gibi şeyler var. Daha çok gözleme ve kahvaltı için tercih edildiğini söyleyebilirim. Ayrıca köy merkezinde iki büfe ve bir de köy kahvesi mümkün. Giderseniz korkmayın kahveye rahatlıkla girip çayınızı içebilirsiniz, tam anlamıyla tatlı bir kahve diyebilirim.

Biz sabah erkenden köy merkezine giderek kahvaltı yapmayı tercih ettik. Kişi başı 20 liraya orta halli fakat bulunduğu ortamdan dolayı her lokması harika bir tat veren kahvaltı yapmanız mümkün.

Uçmakdere Köy Kahvaltısı


Kamp Alanında Ağaç, Tuvalet ve Yemek İhtiyaçları?


Uçmakdere

Bizim kamp yaptığımız alanda ağaçların gölgesine sarılıp çadırınızı kurabiliyorsunuz. Dolayısı ile bir ağaç bulduysanız sabah erken saatlerdeki güneşten çadırınız rahatsız olmuyor ve güzel bir uyku çekebiliyorsunuz. Bu alanda yer alan yamaç paraşütü kulübüne ait yerde çay, tuvalet ve tost gibi imkanlar mevcut.

Tavsiyelerim:

Köy'de mutlaka gözleme veya kahvaltı deneyimini yaşayın, köyün yerlileriyle sohbet edin, onlarla tanışın. İmkanınız varsa yamaç paraşütü yapın, köy merkezinde arka taraflara doğru keşif yürüyüşleri gerçekleştirin, soğuk soğuk akan kaynak sularını bulursanız içerek ve başınızı o sulara sokarak serinleyin :) Daha fazla tavsiye ve detaylı bilgi için lütfen en aşağıda paylaştığım vlogumu izleyin. Bir başka macerada görüşmek üzere..

Uçmakdere Köyü Keşif

Uçmakdere

Kamp Ateşi

Uçmakdere Kaynak Suyu

VLOG:



20 Haziran 2018 Çarşamba

Remote Server returned '550 5.1.8 Access denied, bad outbound sender | Çözümü

Office 365'te mail gönderimlerinize bu şekilde bir yanıt alırsanız kendi mail sunucunuz tarafından bir engele takılmışsınız demektir. Mail sunucunuz üzerindeki güvenlik korumalarına göre belirli bir saat aralığında göndereceğiniz toplam postalar bir sınırla korunur ve böylelikle spam yapmanız engellenmiş olur. Bir mail adresi engellenirse aşağıdaki yola başvurarak bu engeli kaldırabilirsiniz.

Exchange Yönetim Merkezi, > Koruma > İşlem Merkezi > Hesabın Engellemesini Kaldır

Exchange Online

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Beta Balığı Kısa Bilgi

Beta balıkları bilinen en eski akvaryum balığı türlerinden birisidir. Çok asil bir balıktır, öyle her balıkla yan yana yaşayamaz biraz kavgacıdır. Hatta ona kavgacı siyam balığı da derler. Beta balıkları bilindik balık solungaçlarının dışında havadan da oksijen alıp yaşamını sürdürebilir. Ana vatanı Tayland'dır ve buralarda tarlalardaki sığ sularda doğal ortamında yaşamını sürdürebilmektedir. Dövüşçü bir balık türü olarak bilindiği için tarihte bu balıklar üzerinden bir çok bahis dövüşleri yapılmış ve insanlar eğlence amaçlı bu balık türlerini dövüştürmüşlerdir. İki beta balığının karşılaşmasında ise genelde bir balığın ölümüyle sonuçlanır. Aynı ortamda iki erkek beta balığı birlikte yaşayamaz.

6 Nisan 2018 Cuma

Oyun Kaydı İçin Hangi Programı Kullanmalıyım?

Şuana kadar kullandığım birden fazla ekran ve oyun kaydedici yazılım oldu, hepsini de farklı zamanlarda deneyimlemeye çalıştım ve biraz tecrübe edindim diyebilirim. Ücretsiz yada ücretli çok güzel uygulamalar var fakat benim bizzat kendi gözlemim farklı ihtiyaçlarınıza göre uygulama seçimi yapmanızdır. Bunun ne demek olduğunu makalemin devamında anlayacaksınız, lütfen okumaya devam edin.

Bandicam, çok pahalı olmayan ve gayet kullanışlı bir kayıt programı. Bu program ile birlikte windows ekranınızın yada oyun oynarken oyun ekranınızın kaydını yapabiliyorsunuz. Web kamera konumlandırma, oyun ve mikrofon sesi karıştırma yada ayrıştırma, kayıt dışı ekstra ses dosyasını farklı kaydetme gibi güzel özellikleri var. Bence en keyifli yanı bu programın çok karmaşık olmadan rahat anlaşılabilir ve çabuk adapte olunmasıdır. Dezavantaj mıdır bilmiyorum ama canlı yayın özelliği malesef yok, yani bandicam ile Youtube'da canlı yayın akışı gerçekleştiremiyorsunuz. Fiyatı ise sanırım şuan 20-30 dolar civarlarında olması gerekiyor.

XSplit Gamecaster ve Broadcaster, bu uygulama ile hem oyun kaydı, hem canlı yayın akışı gerçekleştirebiliyorsunuz. Bu uygulamayla ilgili şöyle bir yorum yapsam çok doğru olur; Bandicam gibi kolay ve anlaşılır, rahat kullanılabiliyor, fakat bence çok pahalı ve daha ucuz olsa süper olurdu.

OBS Studio, açık kaynaklı ve hem canlı yayın hemde kayıt yapabileceğiniz ücretsiz bir uygulama. Bence diğer uygulamaların yapabileceklerinin tamamını bu uygulama ile yapabilirsiniz. Harika bir çözüm, fakat açık konuşmak gerekirse ekran seçimleri, sahne ekleme gibi işlemlerde zorluk yaşayabiliyorsunuz. Biraz daha bandicam gibi kolay kullanılabilse harika olurdu, ayarların içerisinde kaybolmak kullanıcı için çok iyi bir deneyim olmuyor ve malesef bazen ses ayarı, görüntü ayarı gibi şeyleri tutturamadığım için uygulamayı tercih etmiyorum. Fakat canlı yayın için mutlaka bu uygulama kullanılmalı, tüm işinizi çözecektir.

Nvidia Shadowplay, bu uygulama ekran kartı ile birlikte ücretsiz gelen bir yazılım. Nvidia ekran kartı olmayan bir bilgisayarda çalıştırılabilir mi, bilemiyorum. Canlı yayın ve oyun kaydı özellikleri mevcut. Bu uygulamanın bir eksikliği ise bence oyun kaydı ve canlı yayın için size çok azda olsa ayar sunmuyor olmasıdır. Yani bir kayıt gerçekleştireceğim, yada akış biraz videonun kalitesini düşüreceğim yada mikrofonun sesini ayarlayacağım, otomatik mikrofon ve oyun sesi düzenini belirleyeceğim çok uğraşıyorum veya çözemiyorum. Fakat yazılım çok kolay, ona diyecek bir şey yok. İnternet bağlantınız da iyiyse direk canlı yayınları bu uygulama ile yapabilirsiniz.